EKONOMİ

Afad Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, "6 şubat depreminin büyüklüğünü öngöremedik"

Afad Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Fuar Dergisi mikrofonlarımıza fuarla ilgili görüşlerini ve 6 Şubat depremiyle ilgili açıklamalarını iletti.

Abone Ol

TG Expo kuruluşlarından Sektörel Fuarcılık ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin ortak organizasyonuyla düzenlenen NADMEX - Afet Yönetimi Fuarı ve Zirvesi bugün geniş katılımla açıldı. AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, törende yaptığı konuşmada, TÜBİTAK ile iş birliği içinde yer alarak Ulusal Deprem Araştırma Programı (UDAP) kapsamında Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden alınan 232 proje önerisinin dörtte birinin destekleneceğini belirtti.

Afad Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Fuar Dergisi mikrofonlarımıza fuarla ilgili görüşlerini ve 6 Şubat depremiyle ilgili açıklamalarını iletti. NADMEX gibi güzel bir etkinlikle bulunmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek sözlerine başladı. Tatar, “Bugün Afet Yönetim Fuarı'nda bir tarafta gönüllülük sistemimizi tanıtıyoruz. Diğer tarafta Afet Risk Azaltma'yla ilgili yaptığımız faaliyetleri anlatmaya çalışıyoruz. Diğer tarafta depremle ilgili bir takım faaliyetlerimiz var. Onun ötesinde özellikle 6 Şubat'tan sonra en büyük iyileştirme operasyonunu yürüttüğümüz çalışmaları burada anlatma fırsatını buluyoruz. Dolayısıyla bizim için son derece faydalı bir etkinlik burası.” ifadelerini kullandı.

"6 Şubat öncesinde 600 bin olan AFAD günüllümüz, şu anda 1.5 milyona yükseldi"

Ülkemizin özellikle 6 Şubat sürecinden sonra Afet Yönetimi konusunda çok büyük bir deneyim edindiğini, bu deneyimi bütün dünyayla paylaşmak, oralarda edindikleri tecrübeleri aktarmayı önemsediklerini belirten Tatar, NADMEX’in öneminden bahsederek, “Bu süreçte her zaman katkı koymaya hazırız. Bugün özellikle şu anda gördüğünüz gibi AFAD Standı ile buradayız. AFAD Gönüllülerimiz çok önemli işler yaptılar. Yaklaşık 600 bin civarında Afet Gönüllümüz varken sisteme kayıtlı 6 Şubat öncesinde. Bu rakam 6 Şubat'ın sonrasında yaklaşık 1.5 milyona yükseldi ki. Ve şu anda özellikle Destek Afet Gönüllüsü diye adlandırdığımız bir sistemi daha da geliştirmeye çalışıyoruz.”

Afetler öncesinde, afetler sırası ve sonrasında Afet'in yaptığı çalışmalara çok büyük destek veren sivil toplum kuruluşları olduğunu belirten Tatar, “AFAD tabii bu süreçte bu sivil toplum kuruluşlarımızı farklı farklı alanlarda eğitim vererek sonrasında da akreditasyon süreçlerini tamamlıyor. Onlarla daha farklı alanlarda başka neler yapabileceğimizi konuştuk.” dedi.

Özellikle 6 Şubat'ın öğrettiklerinin ışığında risk azaltmanın muhakkak toplumun bütün bileşenleri tarafından benimsenmesi, hayatımızın her alanına girmesi gerektiğini hatırlatan Tatar, “6 Şubat gerçekten bizim için büyük bir acı. Dolayısıyla bir daha 6 Şubat'ları yaşamamak için, tek bir canımızın yaşamını yitirmemesi için bizim toplum olarak bütün kurumlarımızda, bütün vatandaşlarımızda, bütün bireylerimizde risk azaltma konusunda gerçekten yol almamız gerekiyor. Bunu bir toplumsal farkındalığa dönüştürmemiz gerekiyor ve güvenli yaşam kültürünü toplumun bütün katmanlarında yaygınlaştırmamız gerekiyor. O yüzden de bu tür fuarlar son derece önemli. Buralara daha çok vatandaş gelsin istiyoruz.” şeklinde konuşu.

"6 şubat depreminin büyüklüğünü öngöremedik"

Orhan Tatar, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü, 6 Şubat depreminden elde ettikleri dersleri aktarırken, "6 Şubat gerçekten çok büyük bir felaketti" ifadesini kullandı. Bu tarihte, dünyanın hiçbir yerinde göremediğimiz büyüklükte iki ayrı depremin meydana geldiğini belirtti. Tatar, bu durumun öngörülemezliğine dikkat çekerek, "Aslında orada bir depremin olabileceğini sürekli öngörüyorduk. Bu konuda 2019'da yapılmış tatbikatlar var, az çok büyüklük kestirilmiş ama tabii aynı anda dokuz saat arayla yedi farklı fay segmentinin bir anda kırılacağını öngörmek çok kolay değil," dedi. Bu öngörü eksikliği, depremin etkisini daha büyük boyutlara taşıyarak, 120 bin kilometrekarelik bir alanda doğrudan 14 milyon insanın etkilendiği bir duruma yol açtı.

Tatar, bu durumun, Hollanda'nın, İsviçre'nin ve Danimarka'nın üç katı büyüklüğünde, Bulgaristan'dan ve İngiltere'den daha büyük bir alanda etkilerin görüldüğünü vurguladı. Bunun yanı sıra, depremlerin yol açtığı yıkım ve kayıpların, herkesin kendini sorgulamasını gerektirdiğini ifade etti. "Dolayısıyla burada en altta her bir bireyden başlayarak herkesin bir şekilde bu sorgulama yapması gerekiyor ki bir daha bu tür AFAD'lerle karşı karşıya kalmayalım," diye ekledi. Türkiye'nin güzelliği kadar, doğal afetler açısından da çeşitli bedelleri olduğunu, aktif fayların her zaman 5 ve üzeri büyüklükte depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

Tatar, Türkiye’nin çok geniş bir coğrafyada, sadece depremlerle değil, farklı afet türleriyle de karşılaşabileceğini dile getirdi. "Bir deprem olduğunda tek bir binamız yıkılsa dahi, tek bir vatandaşımız bile bu binanın altında yaşamını yitirse dahi, bundan çok büyük bir acı duyuyoruz," diyerek, AFAD’ın misyonunu ve hedeflerini ifade etti.

"Türkiye en büyük deprem gözlem istasyonuna sahip"

Türkiye’nin en büyük deprem gözlem istasyonuna sahip olduğunu belirten Tatar, "Bizim hakikaten dirençli yapılar, afetlere karşı hazır bir toplum oluşturmamız gerekiyor," dedi. Tatar, bu bağlamda eğitimlerin ve farkındalık faaliyetlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. "Kurumsal olarak baktığımızda çok güçlü kurumlarımız var," diyerek, HAPAD gibi kurumların 6 Şubat'tan sonra gerçekleştirdiği iyileştirme operasyonlarına dikkat çekti. "Bu kadar büyük bir felaketin üstesinden gelmek için birlikte çalışmamız gerekiyor," ifadesini kullandı.

Kentsel dönüşümün önemine de değinen Tatar, "Kentsel dönüşüm derken sadece riskli yapıları dönüştürmek yerine, bunun çok boyutuyla değerlendirilmesi gerekir. İşin sosyolojik, psikolojik ve finansal boyutlarını ortaya koymak lazım," dedi. "İnsanların daha yeşil alanların çok olduğu, daha yaşanabilir alanların olduğu bir ortam yaratmak durumundayız," diye ekledi. 6 Şubat sonrasında, kentsel dönüşüm başkanlığı kurulduğunu ve tüm enerjilerini bu alana harcadıklarını belirtti.

AFAD olarak, 6 Şubat süreçlerinden sonra iki yeni daire başkanlığı kurduklarını ifade eden Tatar, bunların birinin Marmara afet risklerini azaltma daire başkanlığı olduğunu, diğerinin ise iklim kaynaklı afet risklerinin azaltılması daire başkanlığı olduğunu açıkladı. Bu daire başkanlıklarının, ilgili süreçlerdeki koordinasyonu sağladığını ve iklimden kaynaklanan afetlerle ilgili risk azaltma faaliyetlerini yürüttüğünü ifade etti.

Depremin öngörülmesinin imkansız olduğunu belirten Tatar, kentsel dönüşümün, deprem zararlarının azaltılmasında en önemli eksenlerden biri olduğunu vurguladı. Tatar, teknik kapasitenin artırılması ve toplumsal farkındalığın yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi.

AFAD’ın yaptığı önemli çalışmalardan birinin de sel taşkın risklerine karşı Devlet Su İşleri ile imzalanan protokol olduğunu belirtti. Nisan ayının sonunda, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı'nın katılımıyla düzenlenen bir törende, 111 tane yerli ve milli üretim ekskavatörün Devlet Su İşleri'ne tahsis edildiğini ifade etti. "Şu anda hem Devlet Su İşleri hem de AFAD’ın koordinasyonunda, öncelikli olarak Karadeniz'deki 14 ilimizde dere yatakları üzerinde temizlik ve ıslah çalışmaları yürütüyoruz," dedi. Mayıs ayından bugüne kadar, yaklaşık 3.3 milyon metreküp dere temizliği yapıldığını ve bunun yaklaşık 250 bin kamyon seferine karşılık geldiğini belirtti.

Son yıllarda benzer yağmur düşümlerine rağmen daha az can ve mal kaybı yaşandığını ifade eden Tatar, "Bazen küçük bir takım faaliyetlerle çok büyük afetleri önleyebiliyorsunuz. Sel taşkınları da bunlardan biridir," dedi. Ancak sel taşkınlarını sadece dere temizliği ile önlemenin mümkün olmadığını, bu konuda herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. "Vatandaşların dere yataklarından uzak durması ve buralarda yapılaşmaya izin verilmemesi gerekiyor," diye ekledi.

Toplumsal seferberliğin önemini vurgulayan Tatar, "Bu kadar çok şey yapmaya çalışıyoruz ve bunların bir bölümünde çok ciddi mesafe kaydettik. Ama halen yapacak çok işimiz var," diyerek AFAD’ın tek başına yeterli olamayacağını, koordinasyon görevinin de çok önemli olduğunu belirtti. İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı'nın desteklerinin önemine dikkat çeken Tatar, "AFAD Başkanımız, çok enerjisi yüksek bir insan. Onun motivasyonuyla bu süreci büyük bir aile olarak ekip olarak yürütüyoruz" şeklinde konuştu.