EKONOMİ

Demir ve demir dışı metaller sektörü 2025’e umutla bakıyor

Abone Ol

Demir ve demir dışı metaller sektörü, 2024 yılında karşılaştığı tüm zorluklara rağmen 2023 ile aynı seviyede bir ihracat gerçekleştirdi ve 2025 yılına oldukça iyimser bakıyor. Türkiye'nin çevresindeki savaşların sona ermesi ve özellikle Çin'e karşı alınacak tedbirlerle birlikte Türkiye'nin yeniden parlayacağını belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, geçtiğimiz yılı 12,5 milyar dolar ihracatla kapatan sektörün, bu yıl 14 milyar dolara ulaşabileceğini söyledi. Tecdelioğlu, savaşlar nedeniyle kaybedilen pazarların Türkiye için büyük bir fırsat sunduğunu, ayrıca yıl boyunca yurtdışında düzenleyecekleri 52 etkinlikle yeni pazarlara ulaşarak ihracatlarını artırmayı hedeflediklerini ifade etti.

Demir ve demir dışı metaller sektörünün 2024 yılı değerlendirmelerinin yapıldığı ve 2025 yılı beklentilerinin paylaşıldığı basın toplantısında, Tecdelioğlu, sektörün 2022'de 14,4 milyar dolar ihracat yapmasının ardından, 2023 ve 2024'ü 12,5 milyar dolarla tamamladığını belirtti. 2024'ün zorlu bir yıl olduğunu, kuzeydeki ve güneydeki savaşların yanı sıra seçimli bir yılın da etkili olduğunu söyleyen Tecdelioğlu, "Buna ek olarak içeride enflasyonla uyumsuz bir kur politikası ve yüksek faizlerin rekabet gücümüzü önemli ölçüde azalttığını, fiyatlarda tutarsızlık yaşadığımızı" vurguladı. Tüm bu zorluklara rağmen ihracatlarını aynı seviyede tutmayı başardıklarını ve 2024'ü başarılı bir yıl olarak değerlendirdiklerini, tüm ihracatçılara tebriklerini sunduklarını ifade etti.

BÖLGESEL NORMALLEŞME VE ÇİN'E KARŞI TEDBİRLER TÜRKİYE İÇİN  BÜYÜK FIRSAT

Yılın son aylarında Suriye’deki savaşın sona ermesi ve ABD’de Trump yönetiminin Çin’e uygulayacağı kısıtlamaların Türkiye’ye olumlu yansımalarının görüldüğünü belirten Çetin Tecdelioğlu, 2025 yılına çok daha umutlu bir şekilde baktıklarını vurguladı. Türkiye için yeni fırsatların doğmasını beklediklerini ifade eden Tecdelioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Suriye’deki durumun normalleşmesiyle birlikte İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya savaşlarının sona ereceği beklentileri artıyor. Bu savaşların sonlanması ve bölgenin normalleşmesi, Türkiye için en büyük fırsatları yaratacak. Sadece Rusya bölgesinde 10 milyar dolarlık bir pazar kaybı yaşadık. Suriye’de de çok ciddi kayıplarımız oldu. Ancak Suriye’de müteahhitlik hizmetleri, altyapı, üst yapı, eğitim ve barınma gibi alanlarda en az 10 milyar dolar ve üzeri bir pazar fırsatı yakalayacağımızı düşünüyoruz. Savaşlar nedeniyle kaybedilen pazarlar Türkiye’nin önünde büyük bir potansiyel olarak duruyor. Ayrıca Türkiye, dünyadaki tedarik zincirinin önemli bir parçası. Hızlı teslimat, parsiyel mal üretme kapasitesi, güçlü bankacılık sistemi, lojistik ve sigortacılık ağı ile dünya çapında iyi ürün tedariği yapabilecek bir ülke konumundayız. Bunu iyi değerlendirmeliyiz."

Trump yönetiminin Çin’e ve diğer Uzakdoğu ülkelerine karşı alacağı tedbirlerin Türkiye’ye avantaj sağlayacağını da belirten Tecdelioğlu, Avrupa ve Amerika’nın otomotivden elektroniğe, makinadan elektriğe kadar birçok önemli sektörü Çin’e kaptırdığını, dünya genelinde Çin’e karşı bir korumacılık duvarının örülmeye başlandığını söyledi. Türkiye’nin bu fırsatları görüp, dünyaya partner olabilecek ülke konumunu güçlendirmesi gerektiğini vurgulayan Tecdelioğlu, "Türkiye zaten uzun süredir otomotiv, makine, savunma sanayi ve bağlı sektörlerde iyi bir yan sanayi üreticisi konumunda. Yan sanayi güvenilirliği ve tedarik zinciri güvenilirliği statümüzü kaybetmemeliyiz. Tedarik zincirimizi Çin’e bağımlı olmadan sürdürmemiz gerekiyor." dedi.

52 ETKİNLİKLE 14 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFİ 

Sektör olarak her yıl çift rakamlı büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Tecdelioğlu, "2025'te bütün hedefimiz, bütün hayalimiz, bütün çalışmamız ve organizasyonumuz çift rakamlı büyümeyi elde etmek üzerine. Yüzde 10 civarında bir büyüme ile 2025'i 14 milyar dolar ihracatla tamamlamayı amaçlıyoruz. Savaşlarla kaybettiğimiz pazarlar yanında yeni pazarlar bulma yönündeki çalışmalarımız da devam edecek. Bu yıl uluslararası fuarlara her zamankinden daha fazla milli katılım sağlayacağız, Ur-Ge programları ve sektörel ticaret heyetleri düzenleyeceğiz. Yurtiçinde ve yurtdışında toplam 52 etkinlikle 2025'e damga vurmayı hedefliyoruz." diye konuştu. 

2025 yılında uygulanacak ekonomi politikalarının 2024 ile benzer olacağını ve bir değişiklik beklemediklerini belirten Tecdelioğlu, ihracatçının biraz daha rahatlayıp rekabet edebilmesi için Eximbank ve diğer bankalara büyük iş düştüğünü vurguladı. Özellikle Eximbank'ın burada çok önemli bir oyuncu olduğunu ve Merkez Bankası'nın faiz indiriminin hemen ardından onların da faizleri düşürdüğünü hatırlatan Tecdelioğlu, "İhracatçının ana bankası ve en büyük destekçisi Eximbank'ı takdirle karşılamak lazım. Bundan sonraki dönemde de hem Eximbank'tan hem de diğer bankalardan ihracatla ilgili alternatif ürünler geliştirmesini ve gelecek ihracat bedelleriyle ilgili stratejiler oluşturmasını bekliyoruz. Ayrıca geçen yıl faaliyetlerine başlayan Türk Ticaret Bankamız var ve hızlı bir şekilde büyüyor. İhracatçılarımıza da çok ciddi destek oluyor. Şu anda Eximbank'ın tam bir alternatifi olmasa da gelecekte ihracatçılara destek noktasında çok daha önemli bir konuma yükseleceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı. 

Son dönemde Çinli firmaların Türkiye'ye olan ilgisine de dikkat çeken Tecdelioğlu, "Özellikle alüminyum sektöründe ve ona bağlı hırdavat sektöründe Çinli ve Uzakdoğulu firmaların Türkiye'ye yatırım yapmak istediklerini, Türkiye'de fabrikalarla görüştüklerini ve organize sanayi bölgelerinde yer baktıklarını duyuyoruz, görüyoruz, haberler alıyoruz. Koruma duvarları hem Avrupa Birliği'nde hem de Amerika pazarlarında yükseltilince Çinliler B planı olarak üretim yapacakları ülkeleri ön plana çıkarıyorlar. Türkiye'yi önemli ve kolay ticaret yapılabilir bir ülke olduğu için tercih ediyorlar." dedi. 

BAKIR, ALÜMİNYUM VE HIRDAVAT İYİ GİDİYOR; DÖKÜM, EV VE MUTFAK EŞYALARI, ENDÜSTRİYEL MUTFAK VE ARMATÜR ALARM VERİYOR

Demir ve demir dışı metallerin alt sektörlerine de değinen Tecdelioğlu, özellikle bakır, alüminyum ve hırdavatta önemli başarıların elde edildiğini söyledi. Bakırda miktarda yüzde 4,79'luk, değerde de yüzde 7,84'lük bir artış olduğunu kaydeden Tecdelioğlu, "En büyük ikinci sektörümüz alüminyumda da miktarda yüzde 7,34, değerde yüzde 0,89'luk bir artış var. Alüminyumun birim fiyatı yüzde 6 düşmesine karşın miktarda ve değerde artı yazması bence alüminyum sektörünün ciddi bir başarısıdır. Hırdavatta da yüzde 8,27'lik bir birim fiyat düşüşüne karşın miktarda ve değerde artışlar yaşanması sektör açısından son derece önemli." dedi. 

Tecdelioğlu, döküm sektörü, ev ve mutfak eşyaları sektörü, endüstriyel mutfak sektörü ve armatür sektörlerinin ise birim fiyatlarındaki artışa karşın ihracatta 2024'ün altına düştüklerini belirterek, bu sektörlerin rekabet gücünü kaybetmeye başladıklarını ve artık kırmızı ışığın yanmaya başladığını söyledi. Tecdelioğlu, bu sektörlerde eksiye gidişi durduracak önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini vurguladı.