Hakan Gençoğlu: Fuarcılıkta Yaratıcılığın ve Stratejinin Gücüne İnanıyorum

Abone Ol

Hakan Gençoğlu: Fuarcılıkta Yaratıcılığın ve Stratejinin Gücüne İnanıyorum

Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi, bu yıl Patisserie Show '24 ile kapılarını açtı. Pastane, kafe, restoran, kahve, dondurma ve çikolata ekipmanlarının bir araya geldiği fuar, sektördeki tüm yeniliklerin buluştuğu bir referans noktası olmayı hedefliyor. Fuar kapsamında Riva Fuarcılık’ın sahibi ve Türk fuarcılığının duayen isimlerinden Hakan Gençoğlu ile özel bir röportaj gerçekleştirdim. Kendisiyle fuarcılık serüveni, Patisserie Show'un sektöre kattıkları ve fuarcılık dünyasında yaşanan değişim üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

"1983'te İlk Fuarımı Düzenledim, Bugün Üç Şirketim Var"

Röportaja Hakan Gençoğlu’nun fuarcılık geçmişiyle başladık. Kendisine kaç yıllık bir geçmişe sahip olduğunu sorduğumda, esprili bir şekilde “Sen daha doğmamıştın” diyerek söze başladı. 1983 yılında Ankara Kitap Fuarı ile başladığını belirten Gençoğlu, şu an üç şirketi olduğunu ve fuarcılık kariyerinde önemli bir birikime sahip olduğunu vurguladı. Özellikle, fuarcılık işine olan bağlılığının altını çizen Gençoğlu, bu sektörde kalıcı olmanın önemine dikkat çekti:

"İki şirketimi Almanlara sattım ama bu son şirketimi satmayı düşünmüyorum. Artık bu şirketle yola devam edeceğim."

Patisserie Show '24: Sektörün Tüm Halkaları Bir Araya Geliyor

Gençoğlu, Patisserie Show '24’ün pastacılık, ekmekçilik ve dondurmacılık sektörlerinin bir araya geldiği bir platform olduğuna vurgu yaptı. Bu fuarın, sektördeki büyük boşlukları doldurduğunu belirten Gençoğlu, fuarın sadece gıda firmalarını değil, aynı zamanda sektördeki tüm tedarik zinciri halkalarını bir araya getirdiğini söyledi.

"Patisserie Show, pastacılık, ekmekçilik ve dondurmacılık gibi üç ana sektörü birleştiriyor. Pastacılık artık internet üzerinden evde yapılan ve büyük bir pazar oluşturan bir sektör haline geldi. Bu fuar, bu sektörleri uluslararası arenada da ses getirecek bir platform haline getirecek."

Gençoğlu, ayrıca fuarın İtalya Verona’da düzenlenen benzer bir etkinliği örnek alarak şekillendirildiğini belirtti. Bu tür fuarların sektörel taleplere göre şekillendiğini ifade eden Gençoğlu, zamanlama ve maliyet konusunda da sektörden gelen geri bildirimlerin önemli rol oynadığını dile getirdi.

"Aysberg'in Görünmeyen Kısmını Öne Çıkardık"

Fuarın katılımcı ve ziyaretçi kitlesi hakkında da bilgi veren Gençoğlu, Patisserie Show'da 100'ün üzerinde katılımcı firmanın yer aldığını, hem yerli hem de yabancı firmaların fuara katıldığını söyledi. Bu fuarın sadece ticari bir etkinlik olmadığını, aynı zamanda eğitim alanları ve workshoplarla sektöre büyük bir katkı sunduğunu belirtti:

"Aysberg'in görünmeyen kısmını ortaya çıkardık. Normalde göremeyeceğiniz mutfakları, makineleri bu fuarda öne çıkardık. Şefler sunumlar yapıyor, pastalar hazırlanıyor. Bu fuar, sektörün eğitim ve gelişim alanlarında da büyük bir katkı sağlıyor."

STK’lar Fuar Düzenlememeli

Hakan Gençoğlu, fuarcılığın sadece belirli sektörlerde uzmanlaşmış profesyonel firmalar tarafından yapılması gerektiğini savundu ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) fuar düzenlemesini eleştirdi. Gençoğlu’na göre, STK’lar fuar yaparken gerekli sinerjiyi sağlayamıyor ve profesyonellikten uzaklaşıyorlar:

"STK'ların fuar yapma merakını anlamıyorum. Onlar lobi faaliyetleri yürütmeli, fuar düzenlemek onların işi değil. Mobilyacı mobilyacılığını, tekstilci tekstilciliğini yapmalı; fuarcı da fuarcılığını. Fuarcılık yaratıcı bir süreçtir, 24 saat bu işin içinde olmalısınız. STK'lar fuar yaparken belirli bir formatı takip ediyor, bu da yaratıcılığı kısıtlıyor."

Gençoğlu, STK'ların fuar düzenlemesinin uzun vadede sektöre zarar verdiğini belirtti ve profesyonel fuar organizatörlerinin bu işi daha doğru yönetebileceğini savundu.

Fuarcılığın Felsefesi: Yaratıcılık ve Strateji

Gençoğlu, fuarcılığın yalnızca ticari bir faaliyet olmadığını, aynı zamanda bir felsefesi olması gerektiğini vurguladı. Katılımcı firmaların büyük metrekareli stantlar yerine, daha küçük ve stratejik alanlarda kendilerini ifade etmelerinin önemli olduğunu savunan Gençoğlu, büyük dekorasyon maliyetlerinden kaçınmak gerektiğini belirtti:

"Fuarcılığın bir felsefesi olmalı. Eğer bir firma kendini 100 metrekarede ifade edebiliyorsa, bunu 500 metrekareye taşımaya gerek yok. Maliyetleri kontrol ederek, firmaların fuarlara daha verimli katılmalarını sağlıyoruz."

Gençoğlu ayrıca, fuarlarda sadece katılımcı firmaların değil, ziyaretçilerin de kazanması gerektiğini söyledi. Ziyaretçilerin fuardan memnun ayrılmaları gerektiğini, aksi takdirde hem fuarın hem de katılımcı firmaların zarar göreceğini ifade etti.

"Fuarcılık, Sektörün Olmazsa Olmazıdır"

Gençoğlu, fuarcılığın, özellikle küçük işletmelerin büyük başarılara imza atmalarını sağladığını belirtti. Fuarların firmalar için yalnızca bir prestij alanı olmadığını, aynı zamanda üretim kapasitesini doldurmaları için kritik bir platform sunduğunu vurguladı. Fuara katılan küçük işletmelerin aldıkları siparişlerle büyük şirketlere dönüştüğünü gözlemlediğini söyleyen Gençoğlu, fuarcılığın stratejik bir sektör olduğuna dikkat çekti:

"Nice küçük firmaların dev plazalara, küçük atölyelerin dev fabrikalara dönüştüğünü gördüm. Bu fuarlar sayesinde oluyor. Fuarcılık, endüstrinin olmazsa olmazıdır."

Hakan Gençoğlu, röportajın sonunda, fuarcılığın büyük sermayelerle değil, küçük ve yaratıcı sermayelerle başarıya ulaşabileceğini belirtti. Fuarcılığın bir ekip işi olduğunu ve tüm bileşenlerin birlikte çalışması gerektiğini vurguladı.