Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Lojistik Endeksi'nde Türkiye'nin iyi bir konumda olduğunu belirterek, Türkiye’nin uyguladığı ekonomi programı işe yarıyor. Program fiyat istikrarını sağlamayı, mali disiplini yeniden tesis etmeyi, cari açığı azaltmayı, büyümede yeniden dengelenmeyi hedefliyor” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) Araştırma Merkezi ve DEİK iş birliğiyle İstanbul'da düzenlenen "İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week)" etkinliğine katılım sağladı.
Programda konuşma gerçekleştiren Bakan Şimşek, PPP'nin Türkiye açısından ve küresel açından önemine vurgu yaptı.
Dünya Bankası Lojistik Endeksi'nde Türkiye'nin iyi bir konumda olduğunu dile getiren Şimşek, "Türkiye, dünya sıralamasında 90'ı aşkın yükselen ve gelişmekte olan ülkenin önünde, 38. sırada yer alıyor. Fiziksel altyapı açısından ilerlememizin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Sürdürülebilir enerjiye değinen Şimşek, “İklim değişikliği önemli bir gerçekliktir. İklim değişikliğiyle mücadelede de sürdürülebilir enerji altyapısına yatırım yapmamız önemlidir. Türkiye, geçmiş dönemlere kıyasla bu alanda ilerleme kaydetti. Bugün kurulu güç kapasitemizin yaklaşık yüzde 55'i yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. Hidroelektrik tabii ki önemli bir unsur, ancak güneş, rüzgar ve jeotermal de giderek önem kazanıyor. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yıl boyunca yatırımların yaklaşık 100 milyar dolara ulaşması bekleniyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bugüne kadar 249 KÖİ projesini başarıyla hayata geçirdiğini ve KÖİ projelerinde önde gelen ülkelerden biri olduğunu belirten Şimşek, "Mevcut demografik trendlere ve büyümeye göre Türkiye'nin yatırım ihtiyacının ne olduğuna dair bir tahmin var. Ancak Türkiye'yi en iyi gelişmekte olan ülke uygulamalarıyla karşılaştırdığınızda açıkçası 2040'a kadar 405 milyar dolarlık bir yatırım açığı tahmini yapılıyor" dedi.
"Gelir ve maliye politikalarını uygulamaya devam edeceğiz"
Ekonomi programının amaçlarını anlatan Şimşek, "Program, fiyat istikrarını sağlamayı, mali disiplini yeniden tesis etmeyi, cari açığı azaltmayı, büyümede yeniden dengelenmeyi ve tabii ki verimliliği ve rekabet gücünü artıracak yapısal reformları hayata geçirmeyi hedefliyor. Fiyat istikrarı hedefimiz doğrultusunda para politikasında gerekli adımlar atılarak, sıkılaşma süreci başladı. Ayrıca bazı seçici kredi sıkılaştırmaları, niceliksel sıkılaştırmalar yaptık. Destekleyici maliye ve gelir politikaları uyguladık. Önümüzdeki dönemde de daha destekleyici gelir ve maliye politikalarını uygulamaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Mehmet Şimşek, uygulanan ekonomi programının işe yarayacağına inandıklarını dile getirerek, programın henüz çok erken aşamalarında olunduğunu, sabırlı ve ileriye dönük kararlı olunması gerektiğini vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi:
"Dengeli bir büyüme patikasıyla cari açığı azaltmak istiyoruz. Türkiye'nin büyüme sorunu yok. Başta da söylediğim gibi Türkiye büyüklük açısından Çin ve Hindistan değil ama kesinlikle en iyi performansı gösteren gelişmekte olan piyasalarla aynı seviyede. Neden? Çünkü burası girişimci bir ülke. Nüfusta nispeten olumlu bir demografik yapıya sahibiz. Yani iyi bir altyapımız var. Biliyorsunuz, sadece iç talebe baktığınızda Türkiye son 20 yılda ortalama yüzde 5,5 büyüdü, net ihracatı da eklerseniz yüzde 5,4 büyüdü. Sorunun olduğu yer burasıdır. Kompozisyonu geliştirmemiz gereken yer burası."
"Merkez Bankası rezervleri geçen yıl mayıs ayından bu yana önemli ölçüde iyileşti"
Merkez Bankası rezervlerinin geçen yıl mayıs ayından bu yana önemli ölçüde iyileştiğini ve ihracatçıların liranın zayıflaması yönündeki çağrıları nedeniyle son birkaç haftadır baskı altında olduğunu söyleyen Şimşek, "Seçim yaklaşırken birçok spekülasyon var. Dün katıldığım bir televizyon programında da seçim sonrası bakış açımızı anlattım. Ama elbette, biliyorsunuz, insanlar geçmişe bakma ve geçmişi geleceğe taşıma eğilimindeler. Geçen yılın seçim öncesi ile karşılaştırıldığında mevcut koşullar önemli ölçüde farklı olduğundan para politikası seyrinin düzeltilmesi önemlidir. Attığımız diğer adımlar da var. Derecelendirme kuruluşları attığımız adımların sonunda görünümü yükseltti. Piyasaya baktığımızda ise Türkiye'nin risk algısı kredi notundan iki kademe daha iyi ve gerçekten önemli olan da bu" ifadelerini kullandı.