İSO Başkanı Bahçıvan, İSO Meclisi Olağan Ocak ayı toplantısında konuştu
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul'da İSO Meclisi olağan Ocak ayı toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdal Bahçıvan kredi prosedürlerinin reel sektörü 'yıldırma' noktasına getirdiğini belirterek "Uygulanmakta olan prosedürler bitmek bilmezken kredilerin aktif hale gelmesi bir türlü gerçekleşemiyor" dedi.
İSO Meclisi olağan Ocak ayı toplantısı “Katma Değerli Üretim, Teknoloji Yoğun Sanayi ve Güçlü Bir Ekonomik Gelecek için Nitelikli, Sürdürülebilir, Ulaşılabilir Finansmanın Önemine Odaklanmak” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
Düzenlenen toplantıya Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar konuk olarak katılarak sanayicilere bankacılık ve finans sektörü ile ilgili bir sunum yaptı. Toplantıya Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan, Eximbank Genel Müdürü Ali Güney ve Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop da katıldı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, ülke ihracatında 250 milyon doları aşmasında ana rol üstlenen, makine ve teçhizat yatırımlarının milli gelirdeki payı yüzde 15’lere çıkan ve çalışan istihdamını artıran sanayi sektörünün tüm dünyada taşların yerinden oynadığı 2022 yılında üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini, buna karşılık finansmana erişim noktasında hala yeterli desteği bulmakta zorlandığının altını çizdi.
Bahçıvan, Türkiye Ekonomi Modeli ve liralaşma stratejisi çerçevesinde kredilerin amacına uygun kullandırılması ilkesini desteklediklerini belirterek “Finans kesimi ile reel sektörün birbirleriyle sağlıklı bir eşgüdüm içinde çalışması çok önemli. Fakat, son dönemde devreye alınan birçok tedbir öngörülemezliğe yol açtı ve hem reel sektör hem de bankacılık sektörü açısından yorucu bir hal aldı. Bugün kredi prosedürleri, reel sektörü adeta yıldırma noktasına getiriyor. Uygulanmakta olan prosedürler bitmek bilmezken, kredinin aktif hale gelmesi de bir türlü gerçekleşemiyor. Sanayicimizin artan maliyetleri, işletme sermayesi ihtiyacı ve yatırım arzusu nedeniyle kredi talebi büyürken; bazı bankaların kredilerde daha tutucu davrandığını da gözlemliyoruz. Nitekim bankacılık sektöründe kredi/mevduat oranı, 2018 ortalarında yüzde 120’lere kadar çıkmışken 2019’dan itibaren -pandemi dönemi hariç- düşüş trendi göstererek günümüzde yüzde 85’lere kadar geriledi. Yine özel sektör kredilerinin GSYH’ya oranına baktığımızda; 2018’de yüzde 79’a kadar yükselen bu oran 2022 ortasında yüzde 67’ye kadar geriledi. Söz konusu oranın gelişmekte olan ülkelerde yüzde 110 olduğunu düşünürsek Türkiye bu alanda oldukça geride.’’ açıklamalarında bulundu.
‘’UZUN VADEDE EKONOMİMİZİN KREDİYE BAĞIMLILIĞI ÇOK ÖNEMLİ BİR YAPISAL SORUN’’
Kısa vadede krediye erişim sorununun çözülmesi ne kadar acil bir ihtiyaç ise uzun vadede ekonominin krediye bağımlılığı da o denli önemli bir yapısal sorundur diyen Bahçıvan şunları söyledi: “Türkiye ekonomisi kredi arzının arttığı koşullarda hızlanan, kredi akışı yavaşladığında duran bir yapıdan çıkmalıdır. Bu bağlamda, şirketlerimizin sermaye yapısını ölçek ekonomisi kanalıyla güçlendirmek açısından birleşme ve satın almaları özendirici politikaların önemli olduğuna inanıyoruz. Benzer şekilde, finansmanda araç çeşitliliğini artırmak ve sanayimizin bankacılık sistemine bağımlılığı azaltmak günümüzde çok temel bir ihtiyaç. Bunun için sermaye piyasalarından daha fazla yararlanmayı sağlayacak, finansal derinliği güçlendirecek adımların da kritik olduğu görüşündeyiz. İSO 1000 çalışmamızda halka açık kuruluşlar sayısının 100’ün altında kalması da bu alanda kat etmemiz gereken mesafeyi ortaya koyuyor.”
Fuar Dergisi
Bunlar da ilginizi çekebilir