GÜNDEM

İSO başkanı Erdal Bahçıvan meclis toplantısında önemli açıklamalarda bulundu

Abone Ol

İstanbul Sanayi Odası Meclisinin Temmuz ayı toplantısı odanın genel kurul salonunda yapıldı. Toplantıya Merkez Bankası başkanı Şahap Kavcıoğlu'da katıldı.

Toplantı da konuşan İSO başkanı Erdal Bahçıvan, bankaların sanayicilere yönelik olan uygulamalarından söz etti. Bahçıvan, "Nitelikli finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar Türk sanayicisi ve ihracatçısını zorluyor. Bankalarda TL cinsi ticari kredi faizleri yüzde 40 bandını aşmıştır, risk primimizin ne yazık ki 900 gibi tarihi seviyelere dayanması neticesinde ise yurtdışından borçlanma olanakları en aza inmiştir. Uygulanan maliye politikaları faiz oranlarını altından kalkılması daha da zor noktalara taşıyor" dedi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, hem ABD hem Avrupa'dan gelen faiz artırımları ve sıkılaşma politikaları nedeniyle Türk sanayicisinin sıkıntılı bir döneme girdiğinin altını çizdi. Bahçıvan, "Başta Fed (ABD Merkez Bankası) olmak üzere, büyük merkez bankalarının yükselen enflasyon karşısında faiz artırımlarını hızlandırması ise doların güçlenmesine, uzun vadeli borçlanma faizlerinin yükselmesine ve küresel finansman koşullarında belirgin sıkılaşmaya yol açıyor. Bu gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının da hızlandığı görülüyor" dedi. Erdal Bahçıvan, Şahap Kavcıoğlu' nun da katıldığı toplantıda  Merkez Bankasının yıl sonu enflasyon beklentisine değindi ve “Bu yüksek revizyonlar,geleceğe yönelik öngörü yapmanın ne kadar zorlaştığını açıkça ortaya koyuyor” dedi.

Enflasyon baskısının yarattığı sorunlara değinen Bahçıvan şöyle konuştu:

"Zira biz enflasyonun geçmişte olduğu gibi bugün de ne sanayicilerimize ne de diğer ekonomik aktörlere menfaat sağlayacağına inanmıyoruz. Sanayicilerimizin temel görevi olan sürdürülebilir yatırımları hayata geçirmenin, iş ve aş üretmenin, ihracat potansiyelini artırmanın ancak ve ancak enflasyonun ve beklentilerin kontrol altına alınmasıyla mümkün olduğunu düşünüyoruz."

Bahçıvan, konuşmasına şöyle devam etti:

 "Nitekim Merkez Bankamız dün yayınladığı Enflasyon Raporu ile 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 17,6 yüzde puanlık artışla yüzde 42,8’den yüzde 60,4’e yükseltti. Ocak ve nisan aylarında da sırasıyla 11,4 ve 19,6 puanlık revizyonlar yapılmıştı. Bu yüksek revizyonlar, geleceğe yönelik öngörü yapmanın ne kadar zorlaştığını açıkça ortaya koyuyor. Tabii ki yüksek faizler, maliyet anlamında Türk sanayicisinin yıllardan beri en çok muzdarip olduğu konulardan biridir. Nitekim İSO 500 çalışmalarımızda da yüksek kur ve faizlerin işletmelerimize getirdiği yükün özellikle son yıllarda arttığı açıkça görülmektedir. 2021 yılında İSO 500 şirketleri elde ettiklerin faaliyet kârının yüzde 60’ından fazlasına finansman giderlerine ayırmak durumunda kalmıştır. Bu oran daha küçük ve orta ölçekli şirketleri kapsayan İSO İkinci 500’de yüzde 38 ile nispeten daha düşük olsa da geçen yıla göre önemli artış göstermiştir”

Dünya ekonomisine de değinen Bahçıvan, “2022 yılı Temmuz sonu itibarıyla dünya ekonomisine baktığımızda, büyümede yavaşlama ve enflasyonda yükseliş trendinin devam ettiğini, buna bağlı olarak 1970’lere dönüş ve stagflasyon endişelerinin giderek arttığını gözlemliyoruz".

"İSO İkinci 500 Büyük Araştırmamızın sonuçları da bu konunun önmerkez bankalarının para politikalarında sıkılaşma adımlarını hızlandırması ve Çin’de yaşanan gelişmeler; küresel ekonominin önündeki üç ana risk ve belirsizlik faktörü olma niteliğini artırarak sürdürüyor. Covid-19 vakalarında son dönemde özellikle Avrupa’da yaşanan artış da takip edilmeyi gerektiren bir başka gelişme. Kuzeyimizde devam eden savaş, büyüme görünümünü zayıflatmasının yanında emtia fiyatlarında yukarı yönlü baskıyı canlı tutuyor. Çin’in sıkı pandemi önlemleri de küresel büyümeyi olumsuz etkilemesinin yanı sıra tedarik zinciri sorunlarının devam etmesine neden olmakta. Bu ülkenin emlak piyasasında yaşanan olumsuz gelişmeler de küresel çapta yakından ve tedirginlikle izleniyor. Diğer taraftan başta Fed olmak üzere, büyük merkez bankalarının yükselen enflasyon karşısında faiz artırımlarını hızlandırması ise doların güçlenmesine, uzun vadeli borçlanma faizlerinin yükselmesine ve küresel finansman koşullarında belirgin sıkılaşmaya yol açıyor. Bu gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının da hızlandığı görülüyor."

EURO’NUN DURUMU SANAYİCİ İÇİN KRİTİK

Enerji krizi birçok kanaldan büyümeyi olumsuz etkilerken, enflasyon görünümündeki bozulmayı hızlandırdığını söyleyen Bahçıvan, yüksek borçluluğu olan ülkelerde de kırılganlığı artırdığını belirtti. “Bu gelişmeler yaşanırken Avrupa Merkez Bankası’nın büyümeyi desteklemek, olası bir borç krizini önlemek ve enflasyonu durdurmak arasında bir tercih yapmakta zorlandığını yakından izliyoruz” diyen Bahçıvan, “Bu sıkışma, kendisini Euro/dolar kurundaki sert düşüşte gösteriyor ki bu gelişme hiç şüphesiz Türk sanayisi için de oldukça kritik.

Bazı ülkelerde geçtiğimiz hafta açıklanmış bulunan Temmuz ayı ön PMI verileri yukarıda çizdiğim çerçeveyi doğrular nitelikte. İhracatımızda ilk sırada yer alan Almanya’da imalat sanayi faaliyet koşullarının daralma bölgesine düşmesi ve PMI’ın son iki yılın en düşük düzeyinde gerçekleşmesi dikkat çekiyor” diye konuştu.

KKM yeniden gözden geçirilmeli

Merkez Bankası’nın geçtiğimiz yıl Aralık ayında yayınladığı tebliğ ile kur korumalı mevduata geçişin esasları düzenlenmişti. Hükümet bu geçişi desteklemek için yapılan vergi mevzuatı düzenlemesi ile de şirketlere bu dönüşümden ötürü kurumlar vergisi istisnası getirilmişti. Ancak 27 Temmuz’da yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile bu istisna şirketlerin 30 Haziran tarihli  bilançolarındaki yabancı para ile sınırlı tutuldu. Bahçıvan bu düzenlemenin gözden geçirilmesine gerek duyulduğunu aktardı:

“Merkez Bankasını 6 Temmuz tarihli tebliği, şirketlerin 30 Haziran tarihine kadar herhangi bir tarihte kur korumalı mevduata geçebilmelerine imkan tanımıştır. Kur korumalı mevduat sisteminin daha etkin çalışması için vergi istisnasına getirilen bu kısıtlamanın kaldırılması gerektiği düşünülmektedir.”