Bugün, 27 Şubat 2025 tarihinde, İmralı Adası'nda gerçekleşen DEM Parti heyetinin üçüncü görüşmesinin ardından, Abdullah Öcalan'dan dikkat çekici bir açıklama geldi. Öcalan, Türk ve Kürt halkları arasındaki tarihi ittifakı vurgularken, PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesi gerektiğini belirtti.
Öcalan’ın açıklamaları, hem içerideki hem de dışarıdaki siyasi çevreler tarafından geniş yankı uyandırdı. Öcalan, PKK'nın tarihsel arka planını ele alarak, örgütün oluşumunun 20. yüzyıldaki küresel siyasi dinamiklerle şekillendiğini söyleyerek, “PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur” diyerek örgütün tarihsel arka planına değindi. Ayrıca, “1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır” şeklinde PKK’nın ideolojik evrimini değerlendirdi.
Öcalan, Türkler ve Kürtler arasındaki tarihi ilişkiye dikkat çekerek, “Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir” dedi. Kapitalist modernitenin son 200 yıldır bu ittifakı parçalamaya çalıştığını savunan Öcalan, “Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir” dedi. Barışçıl bir çözüm için demokratik toplum yapısının gerekliliğini vurgulayan Öcalan, “Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı.
Öcalan, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının ancak tam anlamıyla demokrasiyle taçlandırılabileceğini belirterek, bu sürecin PKK'nın silah bırakması ve demokratik siyasete geçişle mümkün olabileceğini dile getirdi. “Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir” diyen Öcalan, demokrasi dışı bir çözüm yolu olmadığını savundu. Ayrıca, demokratik uzlaşmanın ve barışçıl çözümün temel yöntem olması gerektiğini ifade etti ve “Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir” dedi.
PKK'nın Feshi: Toplumsal Barışa Giden Yol
Öcalan, tüm silahlı gruplara ve PKK'ya çağrıda bulunarak, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” dedi. Bu açıklama, çözüm sürecinde ve bölgedeki barış ortamında yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Abdullah Öcalan, bu çağrısının gönüllü bir birleşmeye dayandığını ve tüm toplumsal kesimlerin bu adımı atmak için hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti. “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın” diyerek çözümün gönüllü bir süreçle gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yaptı.