Türkiye İmalat PMI verilerine göre ekim ayında 45,8 olan manşet PMI, kasım ayında artarak 48,3 oldu. Eşik değerin altında kalan bu göstergenin, mayıs ayından bu yana en hafif düzeyde gerçekleştiği izleniyor. Yılbaşından beri imalat sanayisinin göstergelerle daralma içinde yer aldığını söyleyen PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, kasım ayında Türk imalat sektörünün PMI verilerinde görülen kayda değer iyileşme belirtilerinin ise sevindirici olduğunu belirtti. Ancak genel itibarıyla imalat sanayisindeki zayıflamanın devam ettiğini belirten Karadeniz, gerekli adımların atılmaması durumunda sanayicinin yatırım planlarını öteleyeceğini bunun da genel bir durgunluğu beraberinde getireceğini bildirdi.
Hem küresel hem de ülkemizdeki zorlu piyasa koşullarının sürmesi sebebiyle imalat sanayi performansında yılbaşından beri düşüş eğilimi görülüyor. Üst üste azalan imalat üretimi sebebiyle istihdam ve satın alma faaliyetlerinde gerileme kaydediliyor. Türk lirasındaki zayıflık ve enflasyonist baskılar da girdi maliyetlerinde artışa sebep oluyor.
Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olarak kabul edilen İSO Türkiye İmalat PMI anket sonuçlarına göre ekimde 45,8 olan manşet PMI kasım ayında artarak 48,3 oldu. Eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre kasım ayı İmalat PMI Endeksi 48,3 ile düşük kalarak, faaliyet koşullarında bozulma sinyallerinin devam ettiğini gösterdi.
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, kasım ayında Türk imalat sektörünün PMI verilerinde görülen kayda değer iyileşme belirtilerinin sevindirici olduğunu söyledi. Ancak genel itibarıyla PMI verilerine göre imalat sanayisinin daralma bölgesine girdiğini bildiren Başkan Karadeniz, büyümedeki yavaşlamanın en büyük nedenlerinden birinin imalat sanayisindeki zayıflamanın olduğuna işaret etti. Sıkı finansman koşulları, jeopolitik gerilimler ve ticaret korumacılığı gibi faktörlerin, imalat sanayisini olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Karadeniz, gerekli adımların atılmaması durumunda sanayicinin yatırım planlarını öteleyebileceğini belirtti. Şirketlerin mevcut kaynaklarını koruma ve maliyetleri minimize edebilmek için yatırım ve büyüme planlarını rafa kaldırdığını anlatan Karadeniz, sanayiye verilen desteğin artmasını istedi.
“Türk sanayicisinin en büyük gücü üretim”
Her koşulda yeni hikayeler yazabilme kabiliyetine sahip olan Türk sanayicisinin en büyük gücünün üretim olduğunu ve bunu da büyük fedakarlık göstererek yerine getirdiğini söyleyen Karadeniz, ancak üretimi gerçekleştirirken büyük bedellerin ödendiğini dile getirdi. Bu durumun sürdürülebilir olmadığını kaydeden Karadeniz, “Sanayici her geçen gün rekabet şansını kaybediyor. Başta kamu kesimi olmak üzere özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve ekonominin tüm paydaşları gerekli özveriyi göstermeli” dedi.
“Enflasyonla mücadelede alınan yol sevindirici”
Geçen iki yıllık süreçte izlenen ekonomi politikalarının neticesinde enflasyonla mücadele konusunda yol kat edilmesinin sevindirici olduğuna dikkat çeken Karadeniz, “Alınan tedbirler neticesinde ülke risk primi düştü, Merkez Bankası rezervleri arttı ve cari açıkta da gerileme kaydedildi. Merkez Bankası’nın kararlı çalışmalarıyla enflasyonun daha da düşeceğini öngörebiliriz. Enflasyonun düşüş eğiliminin tam anlamıyla gerçekleşmesi, en büyük temennimiz” diye konuştu.
Çatı kuruluş PLASFED Başkanı, makroekonomik istikrarın önemli olduğunu ancak zorlaşan küresel rekabet için yeterli olmadığını kaydederek, üretim yapımızı yüksek teknolojili ürünler ve yeşil ekonomik dönüşümle destekleyerek uluslararası arenada yer alabileceğimizi bildirdi.
Rekabet gücümüzü yükseltmek ve büyüme performansımızı artırabilmek için yüksek teknolojili üretimin payını ve ihracatını artırmamız gerektiğine işaret eden Karadeniz, “Sanayi için atılan adımlar önce üretime daha sonra ise istihdama gidecektir. Kazanan Türkiye ekonomisi olacaktır” dedi.