RÖPORTAJLAR

EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, ''İmalatçıların %90’ı kiralık fabrikalarda üretim yapıyor''

Abone Ol

EVSİD ev sahipliğinde gerçekleşirilen Genişletilmiş Plastik Sektör ToplantısıPAGEVPAGDER ve TOYDER’in katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda sanayinin ve ihracatın önündeki yapısal sorunlar ele alındı. Moderatörlüğünü Vahap Munyar’ın gerçekleştirdiği toplantı, EVSİD Başkanı Talha Özger, EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, OYDER Başkanı Reşit Akar, PAGDER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Utku Şahin’in katılımıyla gerçekleşti. Sektördeki güncel gelişmeleri değerlendiren sektör temsilcileri, toplantıya katılan ihracatçı firmalarla sorunları ve çözümlerini ele aldı.

EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, ‘’İçinden geçtiğimiz dönemde hepimiz çok farklı sorunlar yaşıyoruz. Felsefede ‘can sıkıntısı’ ve ‘geçim sıkıntısı’ olarak iki tür sıkıntı ele alınır. Bizler geçim sıkıntısı yaşıyoruz, bu sebeple bazı şeyleri kaçırıyoruz. Tasarım markalaşma gibi sorunlara eğilememizin nedeni geçim sıkıntısı. Bizler enflasyon kur gibi cari sorunlar yerine daha yapısal konulara yönelmeliyiz. Türkiye’deki en büyük sorunların başında ise verimlililk sorunu geliyor. Sanayide bu; fabrika sorunu olarak öne çıkıyor. İmalatçıların %90’ı kiralık fabrikalarda üretim yapıyor. Sanayicimizin kendi yerinde üretim yapabilmesi çok önemli. Ayrıca Avrupa ve Asya ülkeleri ile kıyasladığımızda bunun maliyeti Türkiye’de oldukça fazla.’’ ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği’nin KOBİ’leri koruyan regülasyonunu örnek veren Önder, ‘’Paranın üretici kobilere hızlı dönmesi lazım, böylece parası olan KOBİ yatırım yapabilsin, finansmana erişim ve finansmanın kalitesi artsın.’’ ifadelerini kullandı.

Yeşil dönüşüm konusuna ağırlık verilen toplantıda EVSİD Kurucu Başkanı, ‘’Yeşil Dönüşüm bir diğer önemli konu. Avrupa Birliği bizim en önemli pazarımız. Bu pazara daha fazla ihracat yapabilmek için  yeşil dönüşüm takip edilmeli.’’ ifadelerini kullandı. Dijital dönüşüm sorununa da değinen Önder, ‘’Kültürel olarak bizim veri problemimiz var. Dijital dönüşümde gelişememiş kalmamızın temel sebebi  budur. Diğer yandan sanayideki dönüşümde de geç kaldık. Örneğin elektriği bulduk ancak otomasyona henüz geçemedik. Genç nüfusun azalması da bir diğer sorun. Hizmet sektörü büyüyor ancak çalışabilecek eleman bulunmuyor.’’ şeklinde konuşarak Lojistik sorununa da değinerek, imkan ve kabiliyetlerin artmasının sanayimizde önemi oldukça büyük olduğunu ve lojistikteki maliyetlerin azaltılması gerektiğini iletti.

''Sivil toplum kuruluşları tek başına yeterli değil, kamu kuruluşlarının desteği gerekli''

Burak Önder, Türkiye'nin ihracatında artan pazar payına dikkat çektiği konuşmasında, modern ihracatın oluşturulmasında lojistiğin kritik önem taşıdığını vurgulayarak, "Sivil toplum kuruluşları bu sorunlara tek başına çözüm üretemekte yeterli değil. Bu süreçte kamu kurumlarının da destek vermeleri gerekiyor." dedi. Önder, Türkiye'nin bilgi üretiminde zorluklar yaşadığını belirterek, "Toplum olarak doğuyu bile batılı kavramlarla ele alıyoruz. Dilin bu süreçte katalizör rolü çok önemli." diye ekledi.

Asıl bilginin demografik ve kültürel yapıyı öğrenmekle başladığını vurgulayan Önder, "2020'lerde stratejik enstrümanları belirlememiz ve doğru adımları atmamız gerekiyor. Öncelik fuar veya ihracat değil, Türkiye'deki kurumların bilgi üretmesidir." şeklinde konuştu. Önder, "Çalışkan insanlara karşı olumsuz algılar oluşturuluyor. Bilgi önemli ama kültürün değiştirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Türk sanayisinde emekçinin çalışmaktan soğumasının ülke için bir kayıp olduğunu dile getiren Önder, "30 yıllık emek veren insanlardan verim alamıyoruz çünkü motivasyonları düşük." dedi. Son olarak, sanayi ve ihracatın karşılaştığı yapısal sorunlara dikkat çekerek, "Bu sorunlara çözüm bulmak sektörlere düşüyor. Bu seslere kulak vermeliyiz." şeklinde konuştu.

Toplantı sonrasında EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, Fuar Dergisi mikrofonlarımıza konuştu.

"Ben sorunları iki türe ayırıyorum: biri cari, diğeri yapısal sorunlarımız. Cari sorunlarımız (kur, faiz, enflasyon, işsizlik gibi) yeterince medyada tartışılıyor. Ancak Türkiye'nin ihracatı ve sanayisinin yapısal sorunları da var. Ben daha çok bunları dile getirmeye çalışıyorum. Bunlardan biri Türkiye'nin verimlilik sorunu. Verimlilik sorunu altında bir başka sorun da sanayicilerin arsa sorunu. Türkiye'de sanayi büyük ölçüde Marmara bölgesi ve İstanbul'da yoğunlaşmış durumda ve bu durum, deprem ve yangın gibi risklerle beraber verimlilik açısından dezavantajlar yaratıyor. Eğer sağlıklı bir büyüme ve verimlilik istiyorsak, sanayicilerin kendi fabrikalarının ucuz arazilerde olması gerektiği görüşündeyim. Türkiye, rakiplerine göre sanayi arazilerinin toplam yüz ölçümünden aldığı pay bakımından geride. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde bu oran %3,5 ile %4,5 arasında değişiyor.

Diğer taraftan, Türkiye'nin ihracatı ve sanayisi için yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sanayideki dönüşüm gibi üç ana alanda çalışması gerektiğini düşünüyorum. Benzer şekilde Fransa'nın 2025 vizyonu gibi, bu dönüşümler Türkiye için de katalizör görevi görebilir.

Dünya genelinde konjonktürel gelişmeler yaşanmakta, birçok problem var ve savaşlar coğrafyaları aşıyor. Örneğin, Rusya-Ukrayna ve İsrail-Hamas gibi yakın çevremizdeki savaşlar etkilerini hissettiriyor. Ekonomide soğuma var, küresel ticaret ise en sert daralmasını yaşıyor. Bu zorluklara rağmen Türkiye, açılan pazarlar ve olumlu dış politika adımlarıyla fırsatlar elde edebilir." ifadelerini kullandı