EKONOMİ

Kacır: Türkiye’nin girişimcilik ekosistemi teknolojik liderliği destekliyor

Abone Ol

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin güçlü insan kaynağı ve teknoloji geliştirme altyapısıyla, büyüyen girişimcilik ekosistemi ve insanlık yararına teknoloji anlayışıyla liderlik rolüne hazır olduğunu ifade etti.

Global Liderler Zirvesi 2024, "Yapay Zeka Çağı ve Sürdürülebilir Gelecek" temasıyla Çırağan Palace Kempinski’de başladı. Bakan Kacır, zirveye video mesajla katıldı. Dördüncü Sanayi Devrimi çağında inovasyon odaklı yaklaşımların, sosyal hayattan iş dünyasına, üretim modellerinden tüketici davranışlarına kadar her alanda değer üretimini yeniden şekillendirdiğini belirtti ve şu ifadeleri kullandı:

Kacır,  Dijital dünyadaki bu paradigma değişimlerinin sonucunda iş süreçlerinin, üretim modellerinin ve tüketici davranışlarının değiştiğine tanık olduklarını belirterek, ''Yapay zekanın yaygın kullanımı ile iş süreçleri köklü bir değişime uğruyor. Yapay zekanın kuantum hesaplama ve biyoteknoloji gibi derin teknolojilerle entegre olması, mevcut ve potansiyel etkilerini hızla artırıyor.'' ifadelerini kullandı.

Gelecek adına yapay zekâ alanında beklentilerin oldukça yüksek olduğunu fakat günümüzde yapay zekâ geliştirme faaliyetlerinin, toplum yararını gözeten devlet veya akademik aktörlerden daha çok karlarını maksimize etmeye odaklanmış büyük ölçekli şirketler tarafından yürütüldüğü bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu belirterek, ''ABD ve Çin'in yeni bir hegemonya yarışı olarak gördüğü bu alanda; geliştiricileri, uygulayıcıları ve ürünleri sınırlayan kurallar öngören küresel bir fikir birliği çerçevesine dair net bir işaret yok.'' dedi.

Türkiye olarak yapay zekânın bir tercih meselesi olmadığını, “Dijital Türkiye” vizyonuyla, kalkınma yolculuğumuzun en büyük taşıyıcılarından biri olduğunun farkında olduklarını belirtti. Kacır, ''“Millî Teknoloji Hamlesi” hedeflerimiz doğrultusunda yapay zekâ çağının sunduğu fırsatları en üst düzeyde değerlendiriyoruz. Sorumlu ve etik yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesinde aktif rol üstlenen bir anlayışla hareket ediyoruz.'' ifadelerini kullandı.

Bakan, ''“Refah seviyesi yüksek bir toplum için çevik ve sürdürülebilir bir yapay zekâ ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek” vizyonuyla, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’ni belirledik ve kamuoyu ile paylaştık. Ülkemizdeki yapay zekâ ekosistemini harekete geçirmek ve ekosistemin paydaşları arasındaki iş birliğini güçlendirmek üzere TÜBİTAK çatısı altında Yapay Zekâ Enstitüsü’nü kurduk.'' dedi.

Konuşmasında TEKNOFEST'in önemine de değinen Kacır, ''Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’te gençlerimizin geleceğin teknolojileri üzerinde çalışmalarını desteklemek için pek çok alanda yarışmalar düzenliyoruz. 2024 yılının ilk yarısında Türk Ulusal Bilim e-Altyapısı (TRUBA) bünyesinde yeni süper bilgisayarımızı milletimize kazandırdık. ARF Süper Bilgisayar ile savunma sanayinden üretim sektörüne, ilaç tasarımından hastalık tespitine kadar pek çok alanda araştırmacıların ihtiyaç duyduğu simülasyonlar eş zamanlı gerçekleştirilebilecek.'' dedi

Yapay zekâ alanında yetkinlikleri artırmanın yanında yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve sorumlu şekilde kullanımı için uluslararası iş birliklerinde aktif rol üstlendiklerini belirten Bakan, ''Ülkemiz geçtiğimiz yıl Yapay Zekâ Küresel Ortaklığı’nın (GPAI) üyesi oldu. Bu kapsamda; sorumlu yapay zekâ, mesleklerin geleceği, yenilik ve ticarileştirme, veri yönetimi gibi kritik alanlarda yürütülen uluslararası projelerde aktif olarak yer alıyoruz.'' dedi.

Kacır sözlerine şu şekilde devam etti:

''Geçtiğimiz yıl katıldığımız 8,2 milyar avro bütçeli Dijital Avrupa Programı’yla da yüksek başarımlı hesaplama ve yapay zekâda stratejik altyapıların kurulumunu ve bu alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesini sağlıyoruz. Katıldığımız EuroHPC Ortak Girişimi ile dünyanın sayılı süper bilgisayarlarından MareNostrum 5’e doğrudan erişim imkânına sahip olduk. Öte yandan; yapay zekâ teknolojilerinin etkili ve sorumlu şekilde kullanılması açısından yerli ve millî projelerin geliştirilmesi büyük önem taşımakta.

Kullanıcıların yapay zekâ teknolojilerden elde ettikleri bilgilerin, kendi değer yargılarıyla tam olarak örtüşmemesi önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Her zeminde vurguladığımız üzere, bilimin, teknolojinin ve refahın sadece birkaç ülke veya şirketin elinde asimetrik şekilde toplanması, insanlığın geleceği için büyük tehditler taşımaktadır. Böyle bir düzen hem çatışmaları tetikleyecek hem de dünya barışını bozacak bir düzendir. Türkiye; güçlü insan kaynağı ve teknoloji geliştirme altyapısıyla, her geçen gün daha da büyüyen girişimcilik ekosistemiyle, insanlık yararına teknoloji anlayışıyla bayraktar rol üstlenmeye hazır konumdadır.

Son 22 yılda teknoparklarımızın sayısını 2’den 104’e, teknoparklarımızda Ar-Ge ve inovasyon yapan girişimlerin sayısını 56’dan 10 bin 800’ün üzerine çıkardık. Ar-Ge ve tasarım merkezlerimizin sayısı bin 600’ü aştı. 2019’a kadar henüz “unicorn”u olmayan bir ülke iken, bugün 6’sına bakanlık olarak destek verdiğimiz milyar dolar değeri aşan 7 unicornumuz, bizim deyimimizle 7 Turcorn’umuz var. Bu ivmeyi daha da yükseltmekte kararlıyız.

Erken aşamayı başarıyla geçmiş, hızlı büyüme potansiyeli taşıyan teknoloji girişimlerinin, daha hızlı ölçeklenmesine ve küresel pazarlara açılmasına rehberlik eden Turcorn 100 Programı, girişimcilik dostu mevzuat uygulamaları, Türkiye'nin en büyük gücü, en büyük kuvvet çarpanı genç ve nitelikli insan kaynağımızı teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine yönlendirecek yeni projelerimiz ile hedefimiz; 2030’a dek 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişiminin bu ülkeden doğması, bu ülkede yeşermesi, dünyaya açılmasıdır. Bunu başarabilecek potansiyelimiz olduğunu biliyoruz.

Teknoloji geliştirmede elde ettiğimiz kazanımlar bizlere katma değerli üretim ve yüksek teknolojide daha da ileriye gitme cesaretini veriyor. Yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Cumhuriyet tarihimizin en büyük yatırım teşvik programı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’yla da Türkiye’yi yüksek teknolojili üretimde bir üst lige taşıma kararlılığındayız. Yeşil ve dijital dönüşüm destek programlarıyla işletmelerin ikiz dönüşümde ihtiyaçlarına cevap verecek destek mekanizmalarını devreye aldık.

Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programıyla; ülkemizin teknolojik ve stratejik öncelikleriyle uyumlu yatırımların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli ve uygun koşullarda finansmana erişim imkânı sunuyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile yüksek teknoloji odaklı yatırımlar için Ar-Ge’den seri üretime uçtan uca bütüncül bir destek mekanizması sağlıyoruz.  Elbette, daha müreffeh ve sürdürülebilir bir gelecek inşasında attığımız tüm adımların odağına da en kıymetli hazinemiz insan kaynağımızı koyuyoruz.''