Mobilyadan aydınlatmaya, ev tekstilinden aksesuara kadar iç mekân tasarımının yenilikçi, özgün ve estetik çözümlerinin buluşacağı Furnishings & Design Istanbul (FDI) için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) tarafından organize edilen ve Türkiye’nin ilk tasarım odaklı fuarı olma özelliğini taşıyan etkinlik, 19-21 Eylül tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, fuarın tanıtım lansmanında Fuar Dergisi mikrofonlarımıza konuştu.
''İstanbul Mobilya Fuarı ile biz artık dünyadaki mobilya trendlerini belirleyen bir konuma geldik''
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, etkinlik hakkında şu bilgileri verdi: "Gerçekten farklı bir fuar olacak. 2005 yılından beri İstanbul Mobilya Fuarı Organizasyonu yapıyoruz. Bu fuar organizasyonunda nasıl bir fuar yapmamız gerekiyor? Dünyada etkili bir fuar yapmayı öğrendik. İstanbul Mobilya Fuarı ile biz artık dünyadaki mobilya trendlerini belirleyen bir konuma geldik. Ama tabii yetmiyor. Biz daha çok özellikle tasarımcımızı ve girişimcimizi bir araya getirecek bir etkinliğe ihtiyacımız vardı. Onun için 19-21 Eylül'de böyle bir organizasyon olacak. Furnishing & Design Fuarı. Neden Furnishing dedik? Çünkü bütün iç mimari üyelerinin katılımcı olduğu bir fuar. Çünkü tasarım sadece mobilyada değil. Tabii ki ev tekstili, aydınlatma bizim için önemli. Yani hem tavan hem taban. İç mimari bütün üyeleri bizim için önemli. Bahçe, ofis bizim için önemli. Böyle bir fuar organizasyonu fikri olan, özellikle tasarımcıyla çalışan ya da tasarımı önemseyen firmaların katıldığı seçkin bir katılımcımız olacak. 45'i aşkın katılımcısı olan bir fuar olacak. Tabii ki bu sene ilki olacak."
''Fuarda kullanılan malzemeleri Re-Upcycle projesiyle okullara bağışlayacağız''
Güleç, Re-Upcycle programına değinerek, "Re-Upcycle fuarda kullanılan her şeyi yeniden değerlendirdiğimiz ve bunun değişik aksesuarlara ve oyun örneklerine tasarlanmış tahtasını yapacağımız bir proje. Bunları okullara bağışlayacağız. Bu fuarda hazırladığımız ahşap parçalarıyla metal parçalarıyla belki belli bir spor mutabakalarının sehpalarına aletlerini yapacağız. Bir de tasarımı çok konuşacağız. Tasarımı hem tasarımcıyla hem girişimciler konuşacak. Tabii ki tasarımcıyla iş dünyasından girişimcileri bir araya getireceğiz. Çok etkinliğimiz olacak. Onun için tabii ki heyecanlıyız. Günler yaklaştıkça heyecanımız daha çok doğru noktaya çıkıyor," dedi.
Tasarım anlamında Türkiye'de istediği tabloyu göremediğini belirten Güleç, tasarımcıları ve özellikle öğrencileri sektöre teşvik etmek için yaptıkları çalışmaları şu şekilde açıkladı: "Tasarımcımız ve Tasarım okullarımız da var. Tasarımı öğreten firmalarımız da var. Ama bunların bir araya gelip bir ekosistem oluşturmasıyla ilgili etkinliğimiz yok. Yani bir arada değiliz. Gücümüzü birleştirmemiz gerekiyordu. Gücümüzü birleştirmek için bir fuar organizasyonu yaptık. Var olan tasarımcıyla iş dünyasını daha çok birleştirmemiz gerekiyor. Tasarımcının daha çok özellikle teoride kalmaması, pratikte olması gerekiyor. Dolayısıyla sadece çizilmiş bir şey üzerine tasarımdan çok daha çok prototipi yapılmış tasarımlar gelecek fuara. Özellikle tasarımcıların geliştirdiği markalarımıza ki yeni ürünler gelecek. Hikayeli olan ürünler gelecek. Yani neticede potansiyel ve kinetik enerjimizi burada yakalayacağız"
''İnsanların büyük mobilya fuarlarında bulamadıkları potansiyelleri bu fuarda bulacağına inanıyorum"
Fuarın içe dönük bir fuar olduğunu belirten Güleç, Tasarımcıları ve iş dünyasını bir araya getireceğini belirterek, ''Bunun uluslararası yönü de var aynı zamanda. Çünkü bu işler evrenseldir. Tasarım da evrenseldir. Mobilya da evrenseldir. Biz ihracatçı olan bir ülkeyiz, dışa açık olarak büyüyoruz. Onun için bir yandan mobilyacılar gelecek, bir yandan mobilyanın dostu sektörler gelecek. Kontrat projeleriyle ilgilenen mimarlar gelecek. Belki belli çapta büyük kamu projeleri yapan müteahhitler gelecek. Rezidans sahipleri, otel sahipleri, öğrenciler... Tasarımcının inşaat dünyasıyla bir araya gelen tasarımcılar gelecek. Tasarımcıyı bulmak isteyen iş dünyası temsilcileri gelecek. Yani aslında bir ekosistemi, yaşam burada, aslında halk burada. Dolayısıyla bu etkinlikte daha çok network sağlayacaklarına inanıyorum. İnsanların büyük mobilya fuarlarında bulamadıkları potansiyelleri bu fuarda bulacağına inanıyorum'' dedi.
''Dünyayla rekabetimizi daha sağlamlaştırmamız lazım''
Türkiye'nin mobilya sektöründeki yeri ve enflasyonla ilgili sorunlara dair önemli açıklamalarda bulunan Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, "Bir, dünyayla rekabetimizi daha sağlamlaştırmamız lazım. Bu etkinliklerden bir tanesi tasarım. Ama bir tanesi de, bugün gün müşterimizi kaybetmememiz gerekiyor. Yani özellikle döviz kuruyla enflasyon arasındaki dengeyi hızla çözmemiz lazım. Bu enflasyonu çözmemiz lazım," dedi. Güleç, enflasyonun sadece işçileri değil, genel ekonomiyi etkilediğini belirterek, "Asgari ücreti arttırmamakla mümkün değil. Asgari ücret belki arttırmadık ama tabii ki firmalarımız maaşlarını arttırdı. Ücreti 10-15-20. Neticede bir gelir adaleti sağlama noktasında zam yapmak zorundayız," ifadelerini kullandı.
"Enflasyon canavarını frenlememiz gerekiyor''
Güleç, Türkiye'deki gelir vergisi dilimlerinin de enflasyon oranında arttırılması gerektiğini vurgulayarak, "Enflasyon artmış ama gelir vergisi dilimleri hala ocakta kalmış. Şimdi enflasyon %50-60 ise, %30-40 bu gelir diliminin yukarıya atması lazım. Çalışanların bu kadar enflasyona ezdirilmemesi gerektiğine inanıyorum," dedi. Enflasyonun etkilerini azaltmak için herkesin birlikte mücadele etmesi gerektiğini belirten Güleç, "Diyorum ya mobilya sektörü olarak yeri geldiği zaman zam da yapmayalım. Fiyatları arttırma ile ilgili ekonomi bakanlığımızın ve maliye bakanlığımızın 2022-2023 yıllarında çağrılarına da uyum sağladık. Tasarımı da önemsiyoruz. İnovasyon kültürünün de gelişmesini önemsiyoruz," şeklinde konuştu.
Güleç, enflasyonun "ortak düşman" olduğuna dikkat çekerek, "Eskiden ''enflasyon canavarı'' derdik. Canavarı frenlememiz gerekiyor. Öldüremeyeceğimiz kesin ama en azından etkisini azaltalım. Bize zarar vermesini etkileyelim. Gelir adaletini bozuyor. Hayat ömür boyu birikimlerini insanlarını mahvediyor," dedi. Ayrıca, yurt dışındaki müşterilerin kaybedilmemesi gerektiğini vurgulayan Güleç, "Bu kadar pahalı olmamamız lazım. Müşterilerimizi kaybediyoruz. Dünyadaki rekabette biliyorsun, müşteriyi kaybedince geri alamıyorsun. İç piyasada da insanlar evlilik yapacak, düğün yapacak ama bu faiz oranlarıyla kredi kullanma imkanı yok," açıklamasında bulundu.
Son olarak, iş dünyasında kredi kullanımının da zor olduğunu belirten Güleç, sosyal adaleti sağlamak için çeyiz kredisi önerisinde bulundu. Güleç, "300 bin liralık düşük faizli bir çeyiz kredisi öneriyorum. Her evlenecek çiftlere bu imkanın sağlanması gerektiğine inanıyorum. Bir miktarını tabii ki tüccarımız ödesin ama bir miktarını da biraz teşvik edelim. Çalışanların da motive olması gerekiyor. İnsanların ömründe en önemli kararlarından bir tanesi de evlilik. Evlilikle ilgili de mutlu bir evlilik yapmaya başladıkları zaman daha verimli bir vatandaş olacaklar. Burada da tabii ki sosyal devletiz, bu konuları da düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum," şeklinde konuştu.