EKONOMİ

TİM Başkanı Mustafa Gültepe: 2030 hedefi için yenilenebilir enerji kapasitemizi yıllık ortalama yüzde 16,4 artırmalıyız

Abone Ol

İstanbul’da düzenlenen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalıştayı’nda konuşan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinde kaydettiği ilerlemeye dikkat çekerek, “Ülkemiz, toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 42’ye çıkararak enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir seviyeye ulaştı. Özellikle güneş ve rüzgâr enerjisinde büyük yatırımlarla küresel rekabet gücümüzü artırıyoruz” dedi.

Çalıştayın açılışında, İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü ve Yenilenebilir Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adnan Midilli’nin moderatörlüğünde konuşan Gültepe, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki yükselişine vurgu yaptı. Türkiye’nin kurulu yenilenebilir enerji kapasitesinde dünya genelinde 11’inci, Avrupa’da ise beşinci sırada yer aldığını belirten Gültepe, bu alandaki gelişimi desteklemek ve ihracat potansiyelini artırmak için TİM bünyesinde iki yıl önce Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalışma Grubu’nu kurduklarını hatırlattı.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin 2023 yılı sonu itibarıyla 58,8 gigavata ulaştığını ve bu kapasitenin büyük bir bölümünü hidroelektrik enerjinin oluşturduğunu dile getiren Gültepe, özellikle güneş enerjisinde dikkat çekici artışlar yaşandığını belirtti. Gültepe, “2023 yılı itibarıyla güneş enerjisi kapasitemiz 9,7 gigavata, rüzgâr enerjisi kapasitemiz ise 10,3 gigavata yükseldi. Bu büyüme, Türkiye’yi bölgesel bir yenilenebilir enerji lideri haline getirme yolunda önemli bir adımdır” dedi.

Yerli üretim ve tedarikin yenilenebilir enerji sektöründe kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Gültepe, “Bu teknolojileri yalnızca ülkemizde kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda dünyanın dört bir yanına ihraç etmek istiyoruz. Bu alanda başarılı bir performans sergiliyoruz ancak küresel hedeflere ulaşmak için daha fazla çalışmalıyız” diye konuştu.

Gültepe, dünya genelinde 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasının hedeflendiğini hatırlatarak, Türkiye’nin bu küresel hedefle uyumlu şekilde ilerlemesi için yıllık ortalama yüzde 16,4’lük bir kapasite artışına ulaşması gerektiğini belirtti. “Bu gerçekten hareketle düzenlediğimiz çalıştayda sektör temsilcileri ve ekosistem paydaşlarımızla Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki yol haritasını belirlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

TECDELİOĞLU: YENİLENEBİLİR ENERJİNİN BÜYÜKLÜĞÜ 1,2 TRİLYON DOLAR

TİM Başkanvekili ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalışma Grubu Başkanı Çetin Tecdelioğlu da, konuşmasında sanayiyi geliştirmek ve özellikle katma değerli ihracatı artırmak için yenilenebilir enerji konusunu büyük bir ciddiyetle ele almak zorunda olduklarını vurguladı. Tecdeliğolu, “2023’te yenilenebilir enerjinin büyüklüğü 1,2 trilyon dolara ulaşmış bulunuyor. Bu büyük pastadan Türkiye, yüzde 1,5 gibi çok küçük pay alıyor. 2023’te pazarın büyüklüğünün 2,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu tarihe kadar ülkemizin alüminyumunu, bakırını, paslanmazını, kimyasal grubunu birçok başlıktaki mevcut kaynaklarımızla dünyanın beklentilerini karşılayacak hale getirip katma değerli ihracatımızı artırabiliriz. İşte bu hedef doğrultusunda farkındalığı artırmak için buradayız.” dedi.

İş dünyasının hayatına son dönemde Yeşil Taksonomi diye bir kavram girdiğini belirten Tecdelioğlu, şöyle devam etti:

“Bu kavramı önümüzdeki dönemde çok duyacağız. Taksonomi nedir, bizi nasıl etkileyecek? Geçtiğimiz günlerde Taksonomi Yönetmeliği yayımlandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, firmaların yaptığı sürürülebilirlik raporlarını bu yönetmelikte çerçevesi çizilen kriterleri taşıyorsa kabul edecek. Yani Taksonomi Yönetmeliği sürdürülebilirlik raporlarının Bakanlık tarafından belirlenmiş reçetesi olacak. 2027 yılından itibaren SPK’ya kayıtlı, Bankacılık Kanunu kapsamındaki işletmeler tüm sigortacılık işletmeleri, bireysel emeklilik şirketleri ve birçok kurum ve kuruluş artık taksonomiyi mecbur hale getirecek.”

Prof. Dr. ALKİN: STRATEJİK OTONOMİ İÇİN ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI KRİTİK

Prof. Dr. Kerem Alkin de konuşmasında jeopolitik risklerin ülkeleri enerji başta olmak üzere kritik sektörlerde ve alanlarda kendi kendine yeterli hale gelme arzusunu artırdığını söyledi. ‘Stratejik Otonomi’ olarak adlandırılan bu arayışta enerjinin en kritik başlıklardan biri olduğunu vurgulayan Alkin, “Türkiye başta olmak üzere bütün ülkeler enerjide bağımsızlığı stratejik bir konu olarak ele almak zorundalar.” diye konuştu.  

Bir de moderatörümüz İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü ve Yenilenebilir Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr. Adnan Midilli’nin sunumundan da kısa bir pasaj alabilirsek seviniriz.