Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Batı ülkelerinin denetim ve yaptırımlarını eleştirerek, Türkiye’nin bu tür denetlemeleri karşılıklı ilkelere dayalı bir şekilde yapması gerektiğini belirtti. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nde yapılan toplantıda bölge liman başkanları ile bir araya gelen Uraloğlu, Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olduğunu ve denizcilik sektörüne yönelik yatırım ve reform çalışmalarına devam ettiklerini vurguladı.
Uraloğlu, Türkiye’nin yaklaşık 10.900 kilometreyi aşan deniz kıyı şeridi ile denizcilikte önemli bir yere sahip olduğunu, boğazlarda yılda 80 bin gemi trafiği olduğunu ifade etti. Son yıllarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetin sektöre büyük yatırımlar gerçekleştirdiğini hatırlatan Bakan, bu yatırımların önemli olduğunu ancak sektörün daha fazla çaba göstermesi gerektiğine dikkat çekti.
Denizcilik sektörünün yönetimi için gerekli yasal düzenlemeleri yapmayı sürdüreceklerini dile getiren Uraloğlu, Türkiye'nin uluslararası deniz trafiğine açık 193 limanıyla geçen yıl 531 milyon tondan fazla yük elleçlediğini belirtti. Ayrıca, Türk bayrağı taşıyan yaklaşık 2 bin 150 gemiyle Türkiye'nin dünya çapında 11. en büyük deniz ticaret filosuna sahip olduğunu söyledi.
Son dönemde Batı’daki denetimler ve uygulanan yaptırımların hakkaniyetsiz olduğunu belirten Uraloğlu, Türkiye’nin benzer denetlemeleri mütekabiliyet esasına dayanarak yapması gerektiğini vurguladı. Bu konuda daha titiz çalışmalar yaparak deniz kazalarının önlenmesi gerektiğini ifade eden Uraloğlu, Gemi Sigortaları konusunda da Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmanın bu ay içinde tamamlanacağını belirtti.
Bakan, Avrupa Birliği limanlarındaki Türk bayraklı gemilerin performansını artırmaya yönelik çabaların devam ettiğini ve yıl sonuna kadar denizcilik sektöründe kapsamlı bir yapısal reformu hayata geçireceklerini sözlerine ekledi. Ayrıca, denizcilik işlemlerinin dijital platformlara taşınmasının önemini vurgulayan Uraloğlu, Liman Yönetimi Bilgi Sistemi ve diğer dijital sistemler ile sürecin daha hızlı, şeffaf ve etkin bir şekilde yönetildiğini söyledi.