İntermob, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor İntermob, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor

Gıda ürünleri ve teknolojileri alanının merakla beklenen uluslararası iş birliği platformu olan WorldFood Istanbul, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. 4 Eylül’e kadar sürecek, yerli ve yabancı katılımcı ve ziyaretçileri ağırlayacak fuarda, sektörün 2023 Yol Haritası; TAGEM, İHBİR, TİM ve İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçıları Birliği’nin katıldığı Başkanlar Oturumu’nda kamuoyuna duyuruldu. İHBİR 2022’de ihracat hedefini 13 milyar dolar olarak açıklarken, İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçılar Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ortaya çıkan gıda milliyetçiliğine dikkat çekti.

Başkanlar Oturumu, Sektörün Yarınını Konuştu WorldFood Istanbul ile klasikleşen, fuarın etkinlik ve konferans programının açılışını gerçekleştiren Başkanlar Oturumu, “İhracatın Kalbindeki Sektör Gıda ve 2023 Yol Haritası” başlığı ile sektörün yol haritasını belirledi. Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat yönetiminde düzenlenen oturumda; YeniÇiftçi Platformu Kurucu Başkanı Emrah İnce, İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, TİM YK Üyesi ve İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçılar Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu ile T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı TAGEM Hayvan Sağlığı, Gıda ve Yem Araştırmaları Dairesi Başkanı Ramazan Bülbül, 2023 yılı için beklentileri, öngörüleri ve atılması gereken adımları paylaştı. İHBİR’de 2022 Hedefi: İhracatta yüzde 30 Büyüme ile 13 Milyar Dolar Oturumda ilk olarak söz alan İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, bin 500 üretici ve ihracatçı firmayı temsil ettiklerini hatırlatırken, İHBİR’in adeta bir navigasyon hizmeti sunarak, üreticiler için ihracat haritasını oluşturduğunu söyledi. 2021 yılında ilk aylarında yaşanan düşüş grafiğinin yerini beşinci ayının ardından çıkış ivmesine bıraktığını hatırlatan Taycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “2022 yılında, bugüne kadar Türkiye’de neler yaşadığımızı değerlendirirsek, Türkiye’nin avantajlı bir pozisyona sahip olduğunu belirtmek isterim. Değişen tedarik zinciri ve lojistik zorluklar sebebiyle Çin’den gelen malların maliyeti 14-15 bin dolara ulaştı. Orta Doğu’ya gelen gemilerin istasyon sayısının artmasından nedeniyle geliş süresi olağan sürenin 3 katına ulaştı. Bu süreçler, tedarikçileri yeni arayışlara sevk etti. Ülkemizde, Avrupa’ya kıyasla iş gücünün maliyetlerinin daha az olması, ilgi ve alakayı lehimize artırdı. Konjonktürel bir rüzgarı arkamıza aldık. Şu an sahip olduğumuz avantajı kalıcı hale getirmemiz gerekiyor; çabamız bunun için. Bu anlamda fuarlar önemli bir parametre. İHBİR olarak Türkiye’de büyük bir fuar yaratmak istiyoruz. Bu nedenle de WorldFood Istanbul’a desteğimizi açıkladık. Üyelerimiz ve katılımcılarımızın stantlarına baktığımızda, fuarın çok güzel geçtiğini söyleyebilirim. İHBİR olarak bu yıl elde edeceğimiz rakamlarla, bir önceki yıla göre %30 büyüme elde ederek, 13 milyar dolarlık ihracatla yılı kapatma hedefindeyiz.” Rusya-Ukrayna Savaşı, Gıda Milliyetçiliğini Öne Çıkardı TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçılar Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, pandeminin tarım ihracatının önemini gösteren bir gelişme olduğunu, pandemi ile birlikte kırsala dönüşü getirdiğini hatırlattı. Türkiye’nin pandemi sonrasında çok önemli tedarikçi konumuna geldiğini belirten Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim krizi, ülkemiz için rakiplerimiz nezdinde üstünlüğümüzü ortaya çıkardı. Avrupa ve Rusya için güvenilir ve sürdürülebilirlik başlıklarında çok önemli bir tedarikçi olduk. Örneğin; Çin pandemi sonrası ulaşılamaz oldu.” ABD’nin ekonomik gücüne rağmen çiftçiye çok destek verdiğini, savaş sonrası en önemli konunun gıda milliyetçiliği olduğunu belirten Mutlu, “İklim krizinin gelişim süreci, Türkiye’nin, Rusya ve Avrupa nezdinde mevcut tedarikçi pozisyonu daha da güçlenecek.” sözleri ile, Türkiye’nin tedarikçi pozisyonunda yakaladığı ivmeyi Uzak Doğu pazarı ile sürdürebileceğine işaret etti. TAGEM: “Türkiye, TAGEM Sayesinde Tohumda Kendisine Yeter Duruma Geldi”  Ardından söz alan T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı, TAGEM Hayvan Sağlığı, Gıda ve Yem Araştırmaları Dairesi Başkanı Ramazan Bülbül, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri yürüten bir kurum olarak, 49 enstitü ile 37 ilde 67 lokasyonda faaliyet yürüttüklerini paylaştı. Alanında şu an Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise 10’uncu büyük AR-GE kurumu olduklarını belirten Bülbül, sözlerine şöyle devam etti: “Yaklaşık 600’ü doktoralı olmak üzere 2 bin 200 civarında yüksek lisans programını tamamlamış, 200’ü de yurt dışında doktora yapan personelimiz mevcut. Gelişmiş ülkelerde Ar-Ge çalışmalarının yüzde 50’sini özel sektör karşılar. Türkiye’de bu devlet kanalıyla yapılıyor. Devletin destek oranı yüzde 84. TAGEM’in tohum konusunda efsane bilgileri yıktı ve bugün, faaliyetlerimiz sayesinde, Türkiye tohumda kendisine yeter bir duruma gelmiştir. İsrail’den tohum aldığımız söylenir ama şu anda oraya tohum satıyoruz.” Tarımda Girişimci Ekosistemi Desteklenmeli Türkiye’de tarımsal teknolojinin Ar-Ge’sinin yüzde 85’inden kamunun mesul olmasının ya da kamu tarafından sırtlanmasının iyiye işaret olmadığını belirten YeniÇiftçi Platformu Kurucu Başkanı Emrah İnce, “Dünyada tarım teknolojileri ile ilgili girişim ekosistemi 4 milyar dolara ulaştı. Son 7 yılda tarım ve gıda teknolojilerine 100 milyar dolar yatırım yapıldı. Burada üzerimize düşen, büyük şirketlere düşen, girişimci ekosisteminin desteklenmesidir. Bu alandaki girişimlerin önü açılarak, büyütülmelidir.” sözleri ile tarım girişimcilerine pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiğinin altını çizdi.