Türkiye’nin önde gelen ayakkabı üreticileri ve organize ayakkabı perakendesinin yüzde 80’ini temsil eden markalar, sektörün karşılaştığı yüksek girdi maliyetleri ve kayıt dışı üretimin yarattığı sorunları ele almak üzere İstanbul’da bir araya geldi.
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel’in yanı sıra sektörün önde gelen temsilcileri katıldı. Toplantıda, hammadde ve yarı mamul ithalatında yüzde 100’ü aşan ek vergiler ile kayıt dışı üretimin sektörde yarattığı baskının altı çizildi.
Sektörün Rekabet Gücü Zayıflıyor
TASD Başkanı Berke İçten, ayakkabı üretiminde yaklaşık 50 farklı malzemenin kullanıldığını belirterek, ithal hammaddelere ek vergi uygulanmasının sektörü rekabetten uzaklaştırdığını vurguladı. İçten, “Bir çift spor ayakkabının maliyeti 16 dolarken, Çinli üreticiler aynı ürünün hammaddesini bizden 3,9 dolar daha ucuza temin edebiliyor. Bu durum, uluslararası pazarda rekabet gücümüzü ciddi şekilde zayıflatıyor” dedi.
BMD Başkanı Sinan Öncel ise Türkiye’deki hammadde ve ara mal fiyatlarının dünya ortalamasının üzerinde seyrettiğini belirterek, “Bu durum yalnızca üreticileri değil, tüm sektörü olumsuz etkiliyor. Gümrük vergilerinin sıfırlanması, sektörün yeniden ivme kazanmasını sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Sektörden İlgili Kurumlara Acil Çağrı
Toplantıya katılan sektör temsilcileri, ihracattaki daralmayı önlemek, turiste satışları artırmak ve sektörün nefes almasını sağlamak amacıyla iki temel konuda acil önlem alınmasını talep etti:
- Hammadde ve yarı mamul ithalatındaki ek vergilerin sıfırlanması: Yerli yan sanayicileri desteklemek adına alternatif teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi.
- Kayıt dışı ve sahte üretimle daha etkin mücadele edilmesi: Türkiye’de yıllık 200 milyon çifte ulaşan kayıt dışı üretimin önlenmesi için daha sıkı denetimlerin hayata geçirilmesi.
Berke İçten: Ayakkabı sektörü 2024'ü 550 milyon dolar cari açıkla kapattı
TASD Başkanı Berke İçten, toplantıda yaptığı değerlendirmede dünya ortalamasının çok üzerindeki girdi maliyetleri nedeniyle ayakkabı sektörünün son iki yılda rekabetçiliğini büyük ölçüde kaybettiğinin altını çizdi. 2024'te ayakkabı ihracatının adet bazında yüzde 19,6, değer olarak ise yüzde 8,4 daraldığına dikkat çeken İçten, şunları söyledi:
"Aynı dönemde Türkiye'nin ayakkabı ithalatında adet bazında yüzde 39,6, değer olarak yüzde 21'lik artış dikkat çekiyor. Ayakkabı dış ticaretimizde birkaç yıl önce 500 milyon dolarlık cari fazlamız vardı. 2024'ü ise 550 milyon dolar cari açıkla kapattık. Çünkü tam da küresel talebin yavaşladığı bir dönemde, ülkemizde girdi maliyetleri olağanüstü arttı. Kur ise yatay bir seyir izlediği için fiyat tutturamıyoruz. İşçiliğin yanı sıra genel giderlerle ham madde ve yarı mamul önemli girdi kalemlerimiz arasında yer alıyor. Bir ayakkabı yaklaşık 50'ye yakın malzemeden oluşuyor. Her malzemeye ilave gümrük vergisi uygulandığında maliyet arttığı için bizim rekabet şansımız azalıyor. Örneğin, 16 dolara üretilen bir çift spor ayakkabının malzemelerini Çinli üretici bize göre 3,9 dolar daha ucuza tedarik ediyor. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor. Çünkü biz ithal ettiğimiz hammadde ve yarı mamulü işliyor, değer katıyor ve ihraç ediyoruz. Bitmiş ürün çeşitliliğimizi arttırmak ve özellikle küresel markaların taleplerine yanıt verebilmek için bazı malzemeleri yurt dışından getirmek durumundayız. Tabi bu üretimi yaparken istihdama önemli bir katkı sunuyoruz. Dolayısıyla bu malzemeleri ithal etmenin ülke ekonomimiz için risk taşıdığını düşünmüyoruz. Elbette biz tüm hammadde ve yarı mamul ihtiyacımızı yurt içinden karşılamayı arzu ediyoruz. Ancak o malzeme ülkemizde üretilmiyorsa veya çok pahalıysa daha uygun bir maliyetle yurt dışından getirebilmeliyiz. Mevcut durumun aynı şekilde devam etmesi halinde bitmiş ayakkabı ithalatının daha da artmasından endişeliyiz.
Berke İçten: Ayakkabıda kayıtdışı ve sahte üretimin devlete yıllık maliyeti 1 milyar dolar
Berke İçten, yüksek girdi maliyetlerinin yanı sıra sektörde "çakma" olarak adlandırılan sahte üretim nedeniyle de firmaların büyük bir haksız rekabetle karşı karşıya kaldığının altını çizdi. Türkiye'de kayıt dışı ve sahte ayakkabı üretiminin yıllık 200 milyon çifte ulaştığını tahmin ettiklerini belirten İçten, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kayıt dışı üretim nedeniyle devletimiz yılda en az 1 milyar dolarlık gelir kaybına uğruyor. Rekabetçiliğimizi kaybetmenin yanı sıra kayıt dışılık da üretimimize ve istihdamımıza ne yazık ki çok ciddi zarar veriyor. Ayakkabı üreticilerimizin İstanbul'da kümelendiği iki bölgede geçen yıl elektrik tüketiminde yüzde 25 düşüş olduğunu görüyoruz. Bu aynı zamanda üretimde yüzde 25 daralma ve 60 bin istihdam kaybı anlamına geliyor. 2023'teki kayıplarla birlikte değerlendirdiğimizde çok daha vahim bir tablo karşımıza çıkıyor. Acil önlem alınmazsa halen zor şartlarda ayakta kalmak için mücadele eden firmalarımızın da kapısına kilit vurmak durumunda kalabiliriz. Dolayısıyla hammadde ve yarı mamul ürünlerin ithalatında uygulanan ilave vergilerin sıfırlanması, kayıt dışı üretimle mücadele için de ilgili kurumların elini rahatlatacak yasal düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz."
Sinan Öncel: Yüksek gümrük vergileri enflasyonla mücadeleye de zarar veriyor
BMD Başkanı Sinan Öncel de yüksek girdi maliyetleri nedeniyle ayakkabı başta olmak üzere emek yoğun sektörlerin var olma savaşı verdiğine dikkat çekti. Ham madde ve yarı mamul ürünlerin ithalatında uygulanan yüksek ek vergilerle ayakkabı sektörünün ayakta kalmasının imkânsız olduğunu vurgulayan Öncel, şöyle devam etti:
"Kira ve diğer maliyet kalemlerini de eklediğimizde biz aynı ürünü Avrupa'daki birçok ülkeden daha pahalıya mal ediyoruz. Bu sorunu bütün perakende kategorilerinde yaşıyoruz. Diğer taraftan markalarımız koleksiyonlarını çeşitlendirmek için bitmiş ürün de ithal ediyor. Ancak bitmiş ürün için uygulanan referans fiyat nedeniyle maliyet ikiye katlanıyor. Bütün bu maliyetleri alt alta topladığımızda rekabetçi fiyat tutturma şansımız kalmıyor. Nitekim turiste satışlarımız ortada. İki üç yıl öncesine kadar Türkiye'de kartlı alışverişte yabancıların payı yüzde 10'un üzerindeydi. Oran, 2024'te yüzde 5'in altına geriledi. Ülkemizdeki hammadde ve ara mal fiyatları dünya fiyatlarının çok üzerinde ve bu artık ana sanayiye zarar verdiği gibi bizi dünyayla rekabetten koparıyor. Ham madde ve ara mal ithalatında gümrük vergilerinin sıfırlanması ibreyi yeniden yukarı döndürür. Halen ham madde ve ara mal üretimi ve ticareti yapan tüm firmalar dünyanın her yerinden ana sanayiye sunacakları seçeneklerle ayakkabı üretimine çok büyük destek verebilirler. Böyle bir düzenleme hem yan sanayi hem de ana sanayinin gelişimine katkı sunar. Ülkemizdeki enflasyonla mücadeleye de zarar veren bu soruna karşı acil önlem alınmaması halinde yurt dışında da önemli operasyonları bulunan markalarımız için telafisi imkânsız sonuçlarla karşı karşıya kalabiliriz."
Sinan öncel: Kayıt dışı ve sahte üretim ülke imajına da zarar veriyor
Öncel, Türkiye'deki kayıt dışı ve sahte ayakkabı üretimi konusunda da şunları söyledi:
"Kayıt dışı ve sahte üretimi sadece ayakkabı sektörünün ve markaların sorunu olarak görmemek gerekiyor. Ülkemizde sadece ürünün sahtesi yapılmıyor. Daha önce de dile getirdiğimiz gibi özellikle turistin yoğun olduğu bölgelerde sahte mağazalar açılıyor. Bu durum her şeyden önce Türkiye'nin ve markalarımızın imajına zarar veriyor. Ayrıca devletimiz kayıt dışı ve sahte üretim nedeniyle her yıl milyarlarca liralık vergi kaybına uğruyor. Markalarımız için aynı zamanda haksız rekabete neden olan bu sorunla mücadelenin çok daha kararlılıkla yürütülmesi gerekiyor."