“İhracatta Türkiye Yüzyılı Zirvesi”, Ticaret Bakanlığı’nın himayelerinde ve Albayrak Medya öncülüğünde gerçekleşti. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat’ın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği zirveye alanın uzman isimleri ve öncü firmaları katılım gösterdiler. 30 Nisan Salı günü, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen zirvede; verimlilik, yerli ve milli iktisat politikaları, sürdürülebilir kalkınma ve ticaretin uluslararası seyri konuları masaya yatırıldı. Zirvede; ticaretin öncü isim ve firmaları bir araya geldi.

Düzenlenen zirveye Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat’ın yanı sıra TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK Başkanı Nail Olpak, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, Eski T.C. Başbakan Yardımcısı Dr. Nureddin Canikli, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün gibi birçok önemli isim katılım sağladı.

Düzenlenen zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren DEİK Başkanı Nail Olpak, Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak’ın yakın zamanda hayatını kaybeden annesi Gülbeyaz Albayrak için taziye mesajlarını ileterek konuşmalarına başladı.

D S C09866

Borsa güne yükselişle başladı Borsa güne yükselişle başladı

Konuşmalarında Türkiye Yüzyılı vurgusunu yapan Başkan Nail Olpak, bu yüzyıla damgasını vuracak olanın ihracat olacağını belirtti. Önceki dönemlerde küresel mal ticareti payının %0,5’ten %1’in üzerine çıktığını ve hizmet ihracat ihracatı payının %1,3’e yükseldiğini hatırlatan Nail Olpak, Türkiye’nin küresel ticarete konu olan 6 bin ürünün 4 bin 500’ünü üretip 200’den fazla ülkeye ihraç ederek dünyanın üretim merkezlerinden biri olduğunun altını çizdi.

“Küresel ticarette yaşanan temel dönüşümleri ve yansımalarını iyi okumalıyız”

Olpak, “ “Türkiye’nin ihracat vizyonuna daha fazla nasıl katkı sağlayabiliriz” sorusuna cevap arken, küresel ticarette son dönemde yaşanan temel dönüşümleri ve bunların önümüzdeki döneme yansımalarını iyi okumalıyız” ifadelerini kullandı.

Covid-19 ile başlayan ve devamında gelen krizlerin küresel ekonomiyi değiştirdiğine değinen Başkan Olpak, Covid-19 ile önemini arttıran kavramlara değinerek “Bunların ilki tedarik zinciri olurken bunun tamamlayıcısı da, kaynak çeşitliliği oldu. Tedarik zinciri ve kaynak çeşitliğinin önemine inanırdık, ama daha iyi kavradık. Firmalarımız rekabet sebebiyle, ölçek ekonomisinin avantajını kullanıp, büyük tedarikçilerle çalışmayı tercih ediyorlardı. Önce Covid ve Çip krizi, sonra Rusya-Ukrayna savaşıyla Ayçiçek yağı, Tahıl ve Enerji krizi bize, tek veya sınırlı kaynağa bağlı olmanın risklerini, yeterince ve acı öğretti. Gündemimizdeki off-shore’dan, güvenli ve erişilebilir ticaretin artan önemi sebebiyle, ticaret hayatımızda Near-shoring ve friend-shoring kavramları öne çıkmaya başladı.  Globalleşmenin kaçınılmazlığı gündemdeyken, globalle yerelin birlikte yürütüleceği, Glokalleşme gündemimize girdi” ifadelerini kullandı.

“Ya iyi anlayıp, dizayn ederek yön vereceklerden olacağız, ya da yeni bir devrin seyircileri”

Yaptığı konuşmada Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüme de değinen Başkan Olpak, Yeşil Ekonomi’de önemli bir adımın yaşandığını belirtti. Daha yaşanabilir bir dünya hedefiyle, 2050 sonrası için net sıfır karbon salınımı hedefi, tarımdan sanayiye, üretim süreçlerinden tüketici alışkanlıklarına kadar atılacak adımların gündemde olduğunu söyleyen Olpak, şu ifadeleri kullandı:

“Yeşil Mutabakat’ın o gündeminden, kendileri yaygın olarak kullanırken başkaları için risk kaynağı dedikleri nükleer enerjinin de çevreci bir enerji kaynağı olarak sınıflandırıldığı bugünkü sürece geçiverdik. Yeşil Mutabakat’ın, yeni gümrük duvarları oluşturma gerçeğini de unutmayalım.  Hayatımızdan çıkmalı diye konuştuğumuz kömüre de sıcak bakmaya başladık ve kapatılan kömür havzaları açılmaya başlandı. Değişimin hızına ayak uydurmak, ya da, doğru kabul edilen kavramların, ülkeden ülkeye, zeminden zemine değişimi bu olsa gerek. Ve dijital dönüşüm, yine benim ifademle, dijital ekonomi. Eğer dijital dönüşümü, akıllı cihazların hayatımızda artan yeri ve online toplantılar ile sınırlı görürsek, yanılırız. Sosyal hayatımızdan kurumsal hayatımıza, iş hayatımızdan aile hayatımıza ve ekonominin her aşamasına dahil olan, dahil olmakla yetinmeyip yönlendirmek ve yönetmek üzere tasarlanıp, hızla ilerleyen dijital bir ekonomi var önümüzde. Yapay zeka ve blockchain başta, bu teknolojileri ticaret açısından da iyi okumalıyız. Ya iyi anlayıp, dizayn ederek yön vereceklerden olacağız, ya da yeni bir devrin seyircileri”

Olpak, konuşmalarına şöyle devam etti:

“Bir önemli başlığımız da yeni ticaret türlerini arttırmak. Geleneksel ticaretimiz, mal üretip satmaktı. Günümüz dünyasında hizmet ihracatı önem kazanmaya başladı. Dijital teknolojilerdeki ilerleme ile; yazılımdan oyuna, dizilerden finansal teknolojilere kadar birçok hizmet ürünüyle, eğitim ve sağlık gibi hizmetlerimizle, döviz kazanmaya başladık. Hizmet ihracatı ve döviz kazandırıcı hizmetlerin daha da önem kazanacağı ortada. Yeni ticaret türleri, sadece mal ve hizmet ticareti ayrımıyla sınırlı değil. Elektronik ticaret ve ihracat da önem kazanmaya başlayan ticaret türü.

Ve bir başlık da transit ticaret. Yurt dışında satın alınan malın, ülkemize uğramadan yurt dışına satılması, ülkemizden fiilen geçen klasik transit ticaretten ayrı bir “transit ticaret”. DEİK olarak bu konuyu gündeme getirmiş ve desteklenmesi için kanun değişikliği yapılmasına vesile olmuştuk. Kanunda yapılacak iyileştirmelerle, Türkiye’nin ihracat vizyonunda bu başlığın da önemli olduğunu düşünüyorum.

Dikkate almamız gereken son 2 başlık da ihracatın doğru finansmanı ve ihracat teşvikleri. Birincisi Eximbank’la ilgili. Bankanın özkaynakları önemli ölçüde artırıldı bu çok önemli, ancak daha da arttırabilmemiz lazım. Ayrıca, bankanın çalışma sistematiğinin daha da iyileştirilmesi gerekiyor.  İhracatın teşvikinde de, performans ve taahhüt modelinin birlikte ele alınacağı bir teşvik modelinin değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum”

Editör: Eslem Nur KARAMAN