MÜSİAD tarafından bu yıl ilk kez hayata geçirilen MÜSİAD Altın Çark Uluslararası Kısa Film Festivali (MAFF), Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen görkemli gala gecesiyle sinemaseverlerle buluştu. Kültürel diplomasi ve fikri üretim ekonomisi ekseninde kısa film sanatını yeniden konumlandırmayı hedefleyen festival, sinema, siyaset ve sanat dünyasından birçok ismi bir araya getirdi. Gecede mikrofonlarımıza konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, festivalin ortaya çıkış süreci, hedefleri ve geleceğe dair vizyonu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Asmalı, “Biz daha çok iktisadi anlamda faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşuyuz. Ancak kültür ve sanat da günümüz dünyasında çok önemli iletişim kanalları arasında yer alıyor” diyerek sözlerine başlayan Asmalı, MÜSİAD’ın sanatla olan bağının geçmişe dayandığını belirtti. Daha önce de koleksiyonlar, sanatçılarla söyleşiler ve çeşitli sanat projeleriyle kültür alanında yer aldıklarını ifade eden Asmalı, bu yıl ilk kez düzenlenen kısa film festivalinin kendileri için ayrı bir heyecan taşıdığını dile getirdi.
“Bugün, sizin de belirttiğiniz gibi, MÜSİAD tarihinde ilk kez Uluslararası Kısa Film Festivali’ni düzenlemenin heyecanını yaşıyoruz. Geçtiğimiz iki gün boyunca burada finale kalan eserler izleyiciyle buluştu. Jürimiz titiz bir değerlendirme süreci sonunda beş farklı dalda ödüle layık görülen filmleri belirledi. İnşallah bu akşam düzenleyeceğimiz gala programıyla ödüle hak kazanan eser sahiplerine ödüllerini takdim edeceğiz” ifadelerini kullanan Asmalı, festivalin yalnızca bir yarışma değil aynı zamanda gençleri teşvik etmeyi amaçlayan bir kültürel platform olduğunu vurguladı.
Sinema ve dizi film sektörünün çağımızın en güçlü iletişim araçları arasında yer aldığını belirten Asmalı, bu alanda yapılan yatırımların toplumsal hafıza ve kültürel aktarım açısından büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti. “Bizler iş dünyasının içinde yer alıyoruz ama kültür ve sanat, insanın olduğu her yerde çok güçlü bir etki alanı oluşturuyor. Dolayısıyla bu alana kayıtsız kalamazdık. Geleneksel dizi anlayışımızı, kültürümüzü ve tarihimizi gelecek nesillere, özellikle gençlerimize doğru şekilde aktarmak istiyoruz. Bu bağlamda sinema sektörünün çok önemli bir araç olduğuna inanıyoruz” dedi.
Festivalin ilk kez düzenlenmesi nedeniyle bazı eksiklikler yaşanmış olabileceğini de açık yüreklilikle ifade eden Asmalı, hazırlık sürecine dair şu bilgileri paylaştı: “Elbette ilk olması sebebiyle bazı eksikliklerimiz olabilir ama arkadaşlarımız altı aydır bu festival için büyük bir özveriyle çalıştı. 60 farklı ülkeden, 600’ün üzerinde başvuru aldık ve çok değerli bir katılım oldu. İnşallah bu akşam festivalimizin finalini gerçekleştireceğiz.”
Genç sinemacılara da özel bir çağrıda bulunan Asmalı, festivale olan ilgiyi daha da artırmayı hedeflediklerini belirtti: “Şimdiden gençlerimize sesleniyoruz: Seneye çok daha kapsamlı ve zengin bir programla karşınızda olacağız, hazırlığınızı yapın.”
Festival kapsamında takdim edilecek ödüllerin yalnızca manevi değil, aynı zamanda maddi bir değeri de olduğunu vurgulayan Asmalı, “Elbette, ödülün manevi bir anlamı var ancak maddi olarak da kazananlara 500 bin TL’ye varan, hatta bu miktarın üzerinde ödüller takdim edeceğiz. Amacımız, bu alanda gençleri yüreklendirmek, cesaretlendirmek ve onların fikirlerini üretmeleri, hayata geçirmeleri ve Türk kamuoyuyla paylaşmalarına vesile olmak” diye konuştu.
Festivalde beş farklı dalda ödül verildiğini ve bu dallar arasında yapay zekâ, öğrenci filmleri ve belgesel gibi çeşitli kategorilerin yer aldığını belirten Asmalı, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “İş dünyasından gelen bir sivil toplum kuruluşu olarak, bu tür etkinliklerle farklı bir bakış açısı sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Umuyoruz ki bundan sonra iş dünyasındaki daha fazla sivil toplum kuruluşu da kültür ve sanat alanlarına ilgi gösterir.”