Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), 16-17 Ekim tarihlerinde düzenleyeceği 17. İstanbul Hazır Giyim Konferansı öncesinde bir basın toplantısı gerçekleştirerek sektörün mevcut durumu ve geleceği üzerine öngörülerini paylaştı. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, hazır giyim sektörünün son iki yılda yaşadığı ihracat kaybının, 1980’lerden bu yana en uzun daralma süreci olduğunu vurguladı. Artan maliyetler, TL’nin değer kaybı ve iç pazar daralması nedeniyle Türk hazır giyim sektörünün, uluslararası pazarlarda ciddi rekabet sorunlarıyla karşılaştığını belirten Kaya, finansal destek ve maliyet düşürücü programların gerekliliğini de ifade etti.
TGSD tarafından düzenlenecek olan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), 16-17 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek. Konferans öncesi düzenlenen basın toplantısında TGSD Başkanları Ramazan Kaya ve Sanem Dikmen, TGSD Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu (IAF) Başkanı Cem Altan, TGSD Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Eyüboğlu ile Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, konferansın yanı sıra sektörün mevcut durumu ve geleceğine dair öngörüleri paylaştı.
“İlk 9 ayda, ihracat yüzde 8 civarında düştü”
Sektörün ihracatının 21,2 milyar dolar ile tarihinin en yüksek rakamına ulaştığı 2022 yılının son çeyreğinden itibaren gerilemeye başladığını hatırlatan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, “O günden bu yana gerileme devam ediyor. Bu kadar uzun süreli daralma 1980’li yıllardan bu yana bir ilk. Körfez Savaşı’nda, küresel krizlerde, pandemi gibi zorlu dönemlerde dahi böyle bir zorluk yaşamamıştık. Son iki yılda istihdam yüzde 15,3, üretim yüzde 17 daraldı. Kapasite kullanım oranı yüzde 55’e kadar geriledi. Sektörümüz bu daralma sürecinde her alanda en az yüzde 15 ila 20 arasında kayba uğradı. Kârlarda ve sermayede ise bu kayıplar çok daha yüksek. Eylül 2022’de 1,9 milyar dolar, Eylül 2023’te 1,6 milyar dolar olan ihracatımız, bu yıl Eylül ayında ise geçen seneye benzer şekilde 1,65 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk 9 ayında, bir önceki yıla göre ihracatımız yüzde 8 civarında düştü. Ancak yılın son çeyreğindeki siparişler ile birlikte kısmen de olsa bir iyileşme bekliyoruz. Bunun neticesinde de bu yılı geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 6-7 oranında bir düşüşle kapatacağımızı öngörüyoruz. Bu da yıllık 18 milyar dolar veya bunun biraz aşağısına denk geliyor” dedi.
“Sektör olarak sermayemiz de kaynağımız da kalmadı”
Hükümetin ekonomi politikalarında ağırlıklı olarak enflasyon ve faize odaklandığını ancak sektörün daha büyük sorunları olduğunu ifade eden Kaya, “Bizim sorunlarımız maliyet artışı, kur baskısı ve rekabet ettiğimiz ülkelerle artık rekabet edemememiz. Bu sorunların üstesinden gelmek, kan kaybını durdurmak için de bazı taleplerimiz bulunuyor. Öncelikle maliyetlerin düşürülmesine yönelik desteğe ve orta-uzun vadeli finansal destek programlarına ihtiyacımız var. Kurun enflasyon derecesinde artması yönünde bir beklentimiz bulunuyor. Bizim için en önemli konulardan biri de asgari ücretin OVP’deki yeni dönem enflasyon hedefi ile belirlenmesi. Maliyetlerimizi ancak bu şekilde dengeleyebiliriz. Aksi durumda sektör olarak sermayemiz de kaynağımız da kalmadı” diye konuştu.
“2025 yılında da yüzde 5 küçülme olabilir”
“Ülkemizin içerisinde olduğu ekonomik durumun ve verilen mücadelenin farkındayız” diyen Kaya şöyle devam etti; “İhracata dayalı bir büyüme başarılı olursa dezenflasyon programı da başarılı olur. Bu nedenle ülkemizin en çok ihracat yapan üçüncü sektörü olan hazır giyim sektörünün desteklenmesi de programın hedefleri ile örtüşüyor. Eğer bu dengeyi sağlayabilirsek bir toparlanma sürecinden bahsedebiliriz. Ancak bu toparlanmanın bugünden yarına olmasını da beklemiyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında sektörümüzün yüzde 5 daha küçülebileceğini öngörüyoruz. En iyi ihtimal ile bu senenin rakamını egale edebiliriz. Ancak aynı kalmak veya daha sınırlı bir düşüş bile sektörümüzün geleceği açısından çok önemli”
“Yeşil dönüşüme ciddi yatırımlar yapıldı”
TGSD Başkanı Sanem Dikmen, Türk hazır giyim sektörünün ayakta kalma mücadelesi sürerken, küresel ölçekte sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm konularının ön planda olduğunu vurguladı. Alım gruplarının artık üreticileri, enerjiden suya, iş güvenliğinden deprem yönetmeliklerine kadar çeşitli kriterlere göre değerlendirdiğini belirten Dikmen, “Tedarik tercihleri bu skorlamalara göre şekilleniyor. İyi skorlara ulaşamayanlar bu rekabetin dışında kalacak,” dedi. Ayrıca, ürünün ilk aşamasından itibaren izlenebilirliği sağlayan dijital ürün pasaportunun da sektörde önemli bir gündem maddesi olduğunu ifade etti. Dikmen, Türk hazır giyim sektörünün son bir buçuk yıl içinde yeşil dönüşüme en hazırlıklı sektörlerden biri olduğunu, bu alanda ciddi yatırımlar yapıldığını, ancak mevcut durumu korumaya odaklandıkları için yeni yatırımlar yapamadıklarını da sözlerine ekledi.
Sektör gündemi 17.İstanbul Hazır Giyim Konferansı’nda ele alınacak
Sektörün gündemindeki konuları 17. İstanbul Hazır Giyim Konferansı’nda ele alacaklarını belirten Dikmen, konferans hakkında da şu bilgileri paylaştı; “Bu yılın temasını Redefine, Realign, Refashion (Yeniden Tanımla, Hizalan, Şekillendir) olarak belirledik. Dünyanın dört bir yanından alım grupları ve sektör profesyonelleri ile birlikte değişen tüketici taleplerinin üretime ve modaya etkisi, sektörü giderek etkisi altına alan başta yapay zeka olmak üzere dijital teknolojiler, işletmelerin yeni yönetim şekilleri, tedarik zincirinde şeffaflık ve izlenebilirlik ve dünyadaki yeni yasal düzenlemeleri konuşacağız. Konferansımızın ikinci gününde ise alım grupları ve Türkiye’de faaliyet gösteren büyük e-ticaret sitelerini, B2B görüşmelerde yerli üreticiler ile bir araya getireceğiz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da üreticilerimizin yeni pazar ve iş bağlantılarının temellerini atacağı bir platform sunmayı hedefliyoruz”