Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı Zuchex Kapılarını Açtı

Bu yıl 34.’sü düzenlenen Zuchex Fuarı, törenle kapılarını açtı. Fuarın açılışında Qlux IDEAS Genel Müdürü ve aynı zamanda EVSİD Kurucu Başkanı olan Burak Önder ile bir araya gelerek sektör ve fuarcılık üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
D S C00113

Zuchex Fuarı Nasıl Geçiyor?


İhracat noktasında özellikle gelen müşteri profilinden memnunuz. Zuchex, bizim için çok önemli bir fuar. Sektör açısından bence ülkemizde düzenlenen en önemli etkinliklerden biri. Şu an ikinci gündeyiz ve gelen misafirlerden oldukça memnunuz. İyi bir fuar geçirdiğimizi söyleyebilirim.

İyi Bir Fuarın Başarısının Sırrı Nedir?

Ben fuarı üç aşamaya ayırıyorum:

  1. Fuardan önceki dönem: İyi bir çalışma süreci gerektirir. Fuara yönelik hazırlıklarınızı çok iyi yapmalısınız.
  2. Fuar süreci: Bu dönemde iyi bir hizmet sunmanız, iyi bir iletişim kurmanız lazım.
  3. Fuardan sonrası: Standınızı ziyaret edenlerle güçlü bir geri dönüş sağlamanız gerekiyor. Bu ekosistemi iyi kuran firmalar, her zaman fuarlarda başarılı olur.

Sektör Olarak İhracatınız Nasıl Gidiyor?


Maalesef birçok sorun var. Küresel ekonomide yaşanan sıkıntılar, kur sorunu bunların başında geliyor. Ancak tüm bu zorluklara rağmen ilk 8 aylık performansımıza bakıyorum ve mutfak eşyaları sektörü olarak neredeyse geçen seneye yakınız. Büyük bir sorun çıkmazsa geçen yılın rakamlarıyla bu yılı kapatırız. Bu dönemde bunu başarmak küçümsenemez bir başarıdır. Elbette daha iyi olabilirdi, ancak küresel ve iç olaylar bu başarının önünü kesiyor. Bu ülkenin insanları ve ihracatçımız daha iyisini hak ediyor.


Çok sayıda uluslararası fuara katılıyorsunuz. Türk fuarcılığı ile diğer ülkeleri karşılaştırır mısınız?

Türkiye’de fuarcılığın yapısını Çin veya Almanya gibi ülkelerle kıyaslamak mümkün değil. Türkiye'de fuarcılık dağınık bir yapıya sahip. Elbette bunun kültürel ve yapısal nedenleri var. Ancak Türkiye, önemli bir hub ülkesi diyebiliriz. 58 ülkeye 4 saatlik uçuş mesafesindeyiz. Afrika’ya, Avrupa’ya, Orta Doğu’ya ve Türk Cumhuriyetlerine yakınız. Lojistik olarak hem kara hem deniz ulaşımına sahibiz. Allah bize her şeyi vermiş ama tek başına bu lütufla olmuyor; çalışmamız, geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye fuarcılık alanında çok daha iyi yerlerde olmalı, ancak hak ettiği yerde değil.



Sizce global pazardaki fuarcılıkla Türk fuarcılığını karşılaştırdığınızda en büyük sorun ne?


Türk fuarcılığı çok dağınık bir yapıya sahip. Aynı sektörde birden fazla fuar düzenleniyor. Dünyada başarılı olan ülkelerde ise bu daha düzenli bir yapıda. Örneğin, Almanya’da bir sektörde tek bir büyük fuar varken bizde aynı sektörde 2-3 tane fuar yapılabiliyor. Bu durum sektöre ve Turkey markasına zarar veriyor. Bunu çözmek için TOBB'a büyük görev düşüyor. Bu kolay bir iş değil ama yapılması gerekiyor.

Çok Fuar Yapmanın Sektöre Kazancı Yok Mu?
Hayır, yok. Aksine, zarar veriyor. Türkiye, daha iyi bir fuarcılık sistemini hak ediyor.


Fuarcılık ölüyor deniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?


Fuarcılık ölmez. Pandemi döneminde dijital fuarları gördük ama insan dokunmak, malına temas etmek istiyor. Fuarcılığın öleceğine inanmıyorum.

Sizleri sık sık Latin Amerika’da görüyoruz. Latin Amerika neden bu kadar önemli?


Aslında dünyanın her yerine gitmeye çalışıyoruz. Ancak Latin Amerika’ya gidince orada 2-3 hafta kalmamız gerekiyor. İhracat çevre ülkelerden başlar, bu çok önemli. Ancak çevremizde sürekli sorunlar yaşanıyor. Kuzeyimizde bir savaş var, güneyimizde bir başka savaş var, doğumuzda karışıklıklar var. Çevre ülkelerle olan ticaretimizin gelişmesi zorlaşıyor. Bu yüzden pazar çeşitliliğini artırmamız gerekiyor.
D S C00110


Uzak pazarlar daha mı avantajlı?


Uzak pazarlarda sürdürülebilir ihracat çok kolay değil. Bu, devlet politikası gerektirir. Türkiye’nin lojistik imkanlarını geliştirip, maliyetleri düşürmesi lazım. Dış politikada da çevre ülkelerin önemi büyük. Avrupa Birliği, Orta Doğu ve Orta Asya bizim için çok değerli.



Peki, Afrika hakkında ne düşünüyorsunuz?


Afrika, geleceğin parlayan yıldızı. Nüfusu sürekli artıyor. Afrika'yı hep yardım yapılacak fakir bir kıta olarak görüyoruz, ama aslında gelişime çok açık. Türkiye, son 20 yılda Afrika'da çok önemli işler yaptı, ancak hala yapılacak çok iş var. Orada ABD, Fransa, Çin ve Hindistan gibi küresel güçlerle rekabet ediliyor. Türkiye de bu mücadelede varlığını sürdürmeli. Bu ilişkiler sadece siyasetle değil, ekonomi üzerinden güçlendirilmelidir.

Her şeyi devletten beklememeli miyiz?

Burak Önder:
Türkiye’de şöyle bir anlayış var: Devlet her şeyi yapmalı. Ancak toplumun her kesimi kendi sorumluluğunu üstlenmeli. Firma sahipleri ve yöneticiler önce aynaya bakmalı ve gerçekleri görmelidir. Biz, bu çözümün bir parçası olmak zorundayız. Şikayet etmek yerine gayret etmeliyiz. Tüm sorunları dışarıda aramamalıyız; önce kendimize bakmalıyız.