Talha Özger’den Sektörün Geleceğini Tehdit Eden Anti-Damping Soruşturmasına Sert Tepki!

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, sektörün gündemini meşgul eden önemli sorunlara dair samimi ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özellikle paslanmaz çelikte Posco Assan TST’nin talebiyle başlatılan anti-damping soruşturması konusunda, hem sektörün hem de ülke ekonomisinin bu süreçten nasıl etkilendiğini gözler önüne serdi.

Anti-Damping Soruşturması: Sektörün Önünü Tıkayan Engel

Talha Özger, Posco Assan TST’nin talebiyle başlatılan anti-damping soruşturmasının, sektörde haksız rekabet yarattığını ve sanayicilerin üretim ve ihracat kapasitelerini olumsuz etkilediğini dile getirdi. Bu soruşturmanın, Türkiye'deki üretim yapısına uygun olmadığını belirten Özger, bu konudaki düşüncelerini şu şekilde ifade etti:
"Bu soruşturma sadece sektörümüzün değil, ülkemizin genel üretim ve ihracat gücünü olumsuz etkiliyor. Anti-damping soruşturması, ancak hammaddenin yerli ve yoğun bir şekilde üretildiği durumlarda açılmalıdır. Bizim sektörde, bu tür bir üretim yapılmıyor. Bu nedenle, anti-damping soruşturmasının mantıklı bir dayanağı yok. Dernek olarak bu haksızlığa karşı mücadelemizi sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz. Amacımız ülkemize yatırım yapmak, üretim yapmak ve istihdam sağlamak. Bu soruşturmanın sektöre ve ülkemize hiçbir faydası yok."

Özger’e göre, bu tür bir soruşturma özellikle ihracatçıların küresel pazarda rekabet etme gücünü zayıflatıyor. Çin'in agresif bir şekilde pazara yeniden girmesiyle rekabetin arttığına dikkat çeken Özger, hammaddeye erişim sorununun çözülmediği sürece, ihracatta rekabetçi olmanın imkansız olduğunu belirtti. Özellikle pandemi döneminde Çin’in sahalardan uzak kaldığı dönemde Türk üreticilerin fırsatları değerlendirdiğini, ancak şimdi şartların yeniden zorlaştığını şu şekilde anlattı:
"Pandemi döneminde Çin, sahada aktif değildi ve biz bu boşluğu doldurduk. Ancak şimdi Çin çok agresif bir şekilde pazara geri döndü. Hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalar ve bu tür anti-damping soruşturmaları bizi zorluyor. Hammaddeye daha kolay erişebilsek, ihracatta daha rekabetçi olabiliriz. Bu tür soruşturmaların hızla sonuçlandırılması ve gereksiz engellerin kaldırılması şart."

Küresel Rekabette Zorlaşan Şartlar

Pandemi sonrası dönemde, küresel ticarette rekabet koşulları oldukça değişti. Çin’in pazar payını tekrar kazanma çabaları ve özellikle Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş pazarlarda maliyetlerin artması, Türk ihracatçılar için yeni fırsatlar kadar zorlukları da beraberinde getirdi. Talha Özger, bu süreçte özellikle hammaddede yaşanan sıkıntıların çözülmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle paslanmaz çelik ve diğer temel girdilerdeki maliyet artışları, üreticilerin fiyat rekabetini zorlaştırıyor. Özger, sektörün daha fazla destek ve stratejik çözümler beklediğini dile getiriyor.

Döviz Kuru: İhracatın Tek Kurtarıcısı Değil

Talha Özger, döviz kuru üzerine yapılan tartışmalara da değindi. İhracatın artırılması için döviz kurunun yükselmesi gerektiği şeklindeki yaygın inancın yanlış olduğunu vurgulayan Özger, bu konuyu daha geniş bir perspektifle ele aldı. Döviz kurundaki artışın, ihracatın kurtarıcısı olarak görülmesinin yanıltıcı olduğunu şu sözlerle ifade etti:
"Döviz kuru yükseldiğinde ihracatın patlayacağı gibi bir algı var, ama bu gerçeği yansıtmıyor. Evet, enflasyon ve maliyetler göz önüne alındığında döviz kurunun makul seviyelerde artması gerekiyor. Ancak bu tek başına çözüm değil. Sektör olarak esas ihtiyacımız, rekabet gücümüzü artıracak sürdürülebilir maliyet yapılarıdır. Karlılığı geri kazanabilirsek, yatırımlar gelecek ve rekabet gücümüz artacak."

Özger, birçok ihracatçının şu an zorluklarla boğuştuğunu ve piyasadaki yerlerini kaybetmemek adına düşük kâr marjlarıyla çalıştığını dile getirdi. Bu durumun sürdürülemez olduğunu belirten Özger, döviz kurunun yanı sıra yapısal reformların da devreye girmesi gerektiğini söyledi:
"Bugün firmalar zarara bile olsa üretim yapıyor, sadece çarklar dönsün diye. Piyasayı ve müşterilerini kaybetmemek için bu fedakârlığı yapıyorlar. Ancak bu sürdürülebilir bir durum değil. İhracat, uzun vadeli bir süreçtir. Kurun belli bir seviyeye gelmesi önemli, fakat asıl mesele, bu süreçte rekabet gücümüzü nasıl koruyacağımızdır."

Whatsapp Image 2024 09 30 At 11.12.11

Sektörün İhracat Yol Haritası

Talha Özger’in açıklamaları, sektörde yaşanan zorlukların çözümü için geniş kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç duyulduğunu açıkça ortaya koyuyor. Hem anti-damping soruşturması gibi haksız rekabeti engelleyen düzenlemeler, hem de döviz kuru ve hammadde sorunları ihracatçılar için büyük birer engel. Özger’in vurguladığı gibi, sektörün rekabet gücünü artıracak yapısal reformlar, Türkiye’nin küresel pazardaki yerini koruması için şart. Türk ihracatçılarının, küresel rekabet şartlarında ayakta kalabilmesi için yalnızca döviz kuru değil, aynı zamanda maliyetlerin sürdürülebilir olması, hammaddeye erişimin kolaylaştırılması ve ihracatçıların önündeki bürokratik engellerin kaldırılması gerektiği ortada.

Talha Özger’in sektöre dair yaptığı değerlendirmeler, hem sektörün mevcut durumu hem de gelecekte karşılaşabileceği zorluklar hakkında önemli ipuçları sunuyor. Özellikle anti-damping soruşturması konusunda gösterdiği kararlılık, sektörün önündeki en büyük engellerden birinin haksız rekabet olduğunu ortaya koyuyor. Döviz kuru konusunda ise Özger’in, yalnızca kur artışının ihracat için yeterli olmayacağına dair gerçekçi yaklaşımı dikkat çekiyor. Sektörün uzun vadede sürdürülebilir bir rekabet gücü kazanabilmesi için stratejik adımların atılması gerektiği aşikâr. Bu noktada Özger’in açıklamaları, sektör temsilcileri ve politika yapıcılar için önemli bir yol haritası niteliği taşıyor.