Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Parlamentosu Planlama ve Bütçe Komisyonu'nda 2025 bütçesi hakkında yaptığı sunumda enflasyonla mücadele ve Türkiye'nin makro-finansal istikrarının güçlendirilmesinde önemli ilerleme kaydedildiğini vurguladı. Enflasyonist katılıkların devam etmesine rağmen, 12 aylık enflasyon beklentilerinin Ekim ayı itibarıyla son 2,5 yılın en düşük seviyelerine ulaştığını ve olumlu eğilimleri işaret ettiğini belirtti. Şimşek, enflasyonu düşürme çabalarının ekonomik büyümeyi geçici olarak yavaşlatabileceğini vurgularken, tarihsel verilerin büyüme ve enflasyonu düşürme arasında uzun vadeli bir denge olmadığını gösterdiğini belirtti. "Sürdürülebilir yüksek büyüme yalnızca fiyat istikrarı ile elde edilebilir. Enflasyon düşüşü kısa vadeli ekonomik yavaşlamaya neden olabilir, ancak geçmiş deneyimlerimiz orta vadede büyüme ve enflasyonu düşürme arasında ters bir ilişki olmadığını gösteriyor." Şimşek, uygulanan ekonomik program kapsamında elde edilen kazanımları şöyle sıraladı: Cari İşlem Dengesi: Cari işlemler açığı, Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 9,7 milyar dolara gerilerken, GSYH oranı %0,8 olarak gerçekleşti. Bu gelişmede, normalleşen altın ithalatı, düşen enerji fiyatları ve azalan iç talep etkili oldu. Rezerv Birikimi: Brüt rezervler Mayıs 2023'ten bu yana 59 milyar dolar, net rezervler ise 106 milyar dolar arttı. Bu artış, öncelikle yurt içi portföy ayarlamaları ve dış finansmana erişimin iyileştirilmesiyle desteklendi. Risk Primi ve Kredi Notu: Türkiye'nin risk primi, Mayıs 2023'te 700 seviyesindeki zirveden 260 baz puanın altına geriledi ve Türkiye, 2024 yılında büyük kredi kuruluşlarından iki kademe birden not artışı alan tek ülke oldu. Enflasyondaki düşüş süreci devam ediyor ve yıllık enflasyon beş ayda 26,9 puan düşerek %48,6'ya geriledi. Şimşek, kira ve eğitim gibi sektörlerdeki enflasyon ataletini ele almanın önemini vurguladı ve gelecekteki enflasyon düşüşü için üç kritik faktöre işaret etti: para politikasının gecikmiş etkisi, azaltılmış mali açıklar ve yönetilen fiyatların enflasyon hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi. Mali disiplini artırmak için hükümet: Bütçe açığının GSYH'ye oranını bu yıl yüzde 4,9'a düşürdük, 2025'te ise yüzde 3,1'i hedefliyoruz. Dijitalleşme ve artırılmış denetimler yoluyla vergi kaçakçılığıyla mücadele ve uyumluluğun güçlendirilmesine yönelik tedbirler getirildi. Şimşek, OECD ortalamalarına kıyasla Türkiye'nin düşük vergi yükünün altını çizerek, vergi sistemini adaleti artırmak için doğrudan vergilere doğru kaydırmaya yönelik adımların altını çizdi. Türkiye'nin KDV oranı ve gelir vergisi yüklerinin OECD'de en düşükler arasında yer aldığını kaydetti. Şimşek, geleceğe baktığında, küresel destek rüzgarları ve azalan enflasyonist baskılar nedeniyle ikinci yarıda bir toparlanma bekleyerek 2024'te %3,5'lik ılımlı bir ekonomik büyüme öngördü. Hükümetin yapısal reformlara olan bağlılığını yineledi, mali sorumluluğu ve gayriresmi ekonomiyle mücadele için geniş tabanlı önlemleri vurguladı. Sonuç olarak Şimşek, "Programımızın başarısı, yalnızca yapısal reformlar ve disiplinli mali yönetimle güvence altına alınabilen sürdürülebilirliğinde yatmaktadır. Makroekonomik kırılganlıkları azaltmaya ve uzun vadeli istikrara ulaşmaya kararlıyız." dedi.