Türkiye otomotiv sektörü, 2024 yılında üretim ve ihracatta önemli değişimler yaşarken, önümüzdeki yıllar için iddialı hedefler belirledi. Küresel rekabetin yoğunlaştığı bu dönemde, Türkiye’nin otomotivdeki stratejik planları, sektörün sürdürülebilir büyümesine odaklanıyor.

Türkiye, 2024 yılında toplam otomotiv üretimini bir önceki yıla göre %7 oranında düşüşle 1 milyon 365 bin 296 adet olarak gerçekleştirdi. Otomobil üretimi ise %6 düşerek 822 bin 361 adet oldu. Buna rağmen, sektör ihracatta önemli bir ivme kazandı ve %6’lık artışla 37,2 milyar dolarlık ihracat seviyesine ulaştı.

Sektörde doğrudan istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 200.000 olarak tahmin edilirken, büyük otomotiv fabrikalarındaki çalışan sayısı 56.722 olarak belirlendi. Otomotiv sanayisinin sağladığı istihdam, Türkiye’nin sanayi üretimi içindeki kritik rolünü koruyor.

Türkiye’nin Küresel Konumu ve Payı

Türkiye, 2023 yılı itibarıyla küresel otomotiv üretiminde %1,57’lik paya sahip. Dünya çapında 93,5 milyon araç üretilirken, Türkiye bu alanda 12. büyük üretici konumunda yer alıyor. Ülke, Avrupa pazarına yönelik ticari araç ve binek otomobil üretiminde güçlü bir tedarikçi olmaya devam ediyor. Türkiye’de üretilen araçların yaklaşık %75’i ihraç ediliyor.

Stratejik Hedefler ve 2028 Projeksiyonu

Capital of Fashion - COF'25 ile kapılarını moda ve tekstil dünyasına açacak Capital of Fashion - COF'25 ile kapılarını moda ve tekstil dünyasına açacak

Otomotiv sektörünün 2028 hedefleri arasında küresel rekabet gücünü artırmak, sürdürülebilir üretime geçiş yapmak ve ihracatı büyütmek bulunuyor:
    •    Üretim Artışı: 2024’te 1,365 milyon adet olan üretimin önümüzdeki yıllarda artırılması hedefleniyor.
    •    İhracat Büyümesi: 2024’te 37,2 milyar dolar olan ihracatın, 2028’de 57,8 milyar dolara çıkması planlanıyor.
    •    Ar-Ge ve İnovasyon: Elektrikli araç üretimi, batarya teknolojileri ve sürdürülebilir otomotiv çözümlerine yönelik yatırımlara hız verilmesi amaçlanıyor.

Sektörün Önündeki En Büyük Zorluklar

Sektörün gelişimini olumsuz etkileyebilecek en önemli üç risk şu şekilde öne çıkıyor:
    1.    Yarı İletken Krizi: Küresel çip tedarik sıkıntısı üretim süreçlerinde aksamalara ve maliyet artışlarına neden oluyor.
    2.    Mevzuatsal Engeller: Elektrikli araçlara yönelik altyapının yetersiz olması ve düzenlemelerdeki yavaş ilerleme, dönüşüm sürecini zorlaştırıyor.
    3.    Rekabet Baskısı: Çin ve Güney Kore gibi ülkeler üretim kapasitelerini hızla artırırken, Türkiye’nin bu rekabet ortamında güçlü kalması gerekiyor.

Gelecek İçin Üç Fırsat ve Stratejik Adımlar

Sektörün büyümesi için öne çıkan fırsatlar ve öneriler şunlar:
    1.    Elektrikli Araçlara Yatırım: Küresel talebin artmasıyla birlikte, Türkiye’nin bu alandaki üretim ve ihracat kapasitesini genişletmesi gerekiyor. TOGG gibi projeler, dönüşüm sürecinde kritik rol oynuyor.
    2.    Devlet Teşvikleri: TÜBİTAK, KOSGEB ve Ticaret Bakanlığı tarafından sağlanan desteklerin genişletilmesi, yerli üreticileri güçlendirebilir.
    3.    Stratejik Ortaklıklar: Çinli BYD’nin Türkiye’de 1 milyar dolarlık elektrikli araç fabrikası kurma planı, uluslararası iş birliklerinin önemini gösteriyor. Bu tür yatırımların artırılması, sektöre büyük katkı sağlayabilir.

Türkiye, otomotiv sanayisini küresel pazarda daha rekabetçi hale getirmek için önemli adımlar atarken, sürdürülebilirlik, inovasyon ve ihracat artışı temel öncelikler olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda sektörün, küresel dönüşüme nasıl adapte olacağı merakla bekleniyor.