16. TÜRKÇİMENTO Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi sona erdi. Etkinlik çerçevesinde düzenlenen, “Yeşil Dönüşümde Yeni Dinamikler: “Çimentonun Geleceği ve Tavsiyeler” başlıklı oturumun ardından bir sonuç bildirisi yayımlandı. Bildiride yeni dinamikler yaratan, sürdürülebilirlik uygulamaların, ekonomik ve siyasi gelişmelerin doğru okunarak hükümet politikalarına yansıtılması konusunda görüş birliği sağlandı.
Antalya’da düzenlenen 16. TÜRKÇİMENTO Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi 224 firma ve 629 kişi katılımıyla sona erdi. “Yeşil Dönüşümde Çimentonun Geleceği” ana teması ile düzenlenen etkinlikte teknoloji- ekipman tedarikçisi firma sunumları yer aldı. Etkinliğin sonunda konusunda global anlamda uzman katılımcılarla Yeşil Dönüşümde Yeni Dinamikler: “Çimentonun Geleceği ve Tavsiyeler” oturumu da yapıldı. Oturumun ardından yayımlanan sonuç bildirisinde, Dünya’daki yeşil enerji dönüşümünün, ikmal güvenliğinin, finansmanın, teknoloji ve iklim değişikliği hedeflerinin, dış dünya ile entegre olan Türkiye’yi doğrudan etkileyeceği kaydedildi.
Sonuç bildirisinde, “Önümüzdeki 30 yılın kurallarını, süreçlerini, piyasalarını belirleyecek, olan Doğu’dan Batı’ya güç kayması, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında şiddeti artan enerji krizi, fiyat enflasyonu, jeopolitik gerilimler, teknolojideki baş döndürücü ilerlemeler, finansman akımları,
ticaret sapmaları, Avrupa’nın rekabet gücünü kaybetmesi ve benzeri -
yeni dinamikleri ve oyun değiştirici gelişmeleri iyi okuyarak bunları vakit kaybetmeksizin iş dünyası kararlarına ve hükümet politikalarına yansıtmak artık bir seçenek değil zorunluluktur” denildi.
Bildiride özetle şu görüşlere yer verildi:
“İçinde bulunduğumuz sürat ve teknolojik dönüşüm çağında hızlı hareket edilmesi halinde Türk çimento sektörü dünya liginde küme atlama potansiyeline sahiptir. Proaktif politikalarla, güven uyandıracak, yeşil dönüşümü hızlandıracak adımlarla bu
fırsat penceresinden yararlanılması aciliyet arz etmektedir. Sadece fosil yakıt kullanımına dayalı üretim yapısı değil, geniş finansman imkanlarının sunulmasıyla ve güneş, rüzgar, jeotermal, hidrojen, amonyak, alternatif yakıt gibi yenilenebilir enerjinin önündeki engellerin kaldırılması hayati önem taşımaktadır. Aksi takdirde, mevcut kömür, petrokok ve atık ısı geri kazanımının elverişli fiyatla tedarik edilmesi sektörel dönüşümün ve rekabette sürekliliğin sağlanmasına yeterli olmayacaktır.
-MUTLAKA YAPILMALI MODUNA GEÇİLMELİ-
Son yıllarda yüksek maliyetler ile elde edilen enerjinin yanı sıra özellikle çimento sektöründe
“en yeni yenilenebilir enerji” olarak da tanımlanan, sanayide yüzde 30’un üzerinde yakıt tasarrufu sağlayabilecek enerji verimliliği çabalarına ivme kazandırılmalı, “olsa iyi olur”dan “mutlaka yapılmalı” zorlamasına geçilmelidir.
Dünya’da birçok çimento üreticisi, enerji yönetimine bütüncül yaklaşım ve doğru teknoloji sayesinde enerji maliyetlerini yüzde 20’ye kadar düşürebildi. Bu stratejik yaklaşımda anahtar nokta maliyet düşürücü, kirliliği azaltıcı, verimlilik artırıcı hedefleri belirlemek oldu. Ayrıca tesislerin rekabet gücünü yükseltecek,
2053 net sıfır karbon hedefine odaklanacak ileri teknoloji kullanımını sağlayacak, inovasyon ve AR-GE çalışmalarının sektör içinde sinerji ve maliyet üstünlüğü yaratacak şekilde gerçekleştirmek önem taşıyor.
Firmaların iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yeşil ekonomi ve dönüşüm
yatırımlarına proaktif şekilde dış finansman ve yatırım bulunması için gerekli güven ortamı yaratılmalı,
yeni finans ve teşvik kanalları açmak için özel bir çaba yürütülmelidir.
-
KAZAN-KAZAN İŞ BİRLİKLERİ…-
Ülke içinde sermaye, finansman, teknoloji ve enerji arzında yaşamakta olduğumuz güçlükler ve iklim değişikliğinin zorunluluğu bizi AB, ABD, Rusya ve Çin başta olmak üzere büyük küresel oyuncularla bilinçli bir strateji çerçevesinde
“kazan-kazan” zemininde uluslararası ortaklıklar ve iş birlikleri geliştirmeye yöneltmelidir.
İnsan sermayesinin kalitesinin artırılması, sektörün gereksinimlerine göre geliştirilmesi, genç yeteneklerin bugünlerde yaşadığımız gibi ülkeden kaçışının önüne geçecek cazip imkanların yaratılması öncelik taşıyor. Ayrıca
yeni kuşakların enerji, finansman, iklim değişikliği, teknoloji, sosyal sorumluluk anlayışlarının ebeveynlerinden çok farklı olduğunun bilincinde olarak geleceğin yatırımcıları, tüketicileri ve siyasi liderleri için ekolojik kalkınmanın “olmazsa olmaz” bir gereklilik haline geldiğini tüm karar ve politikalara yansıtmak gerekiyor. Tüm paydaşlara geleceğe dönük ayakları yere basan istikamet duygusu vermek için, hükümet ile eşgüdüm içinde, uzun vadeli ve kapsamlı bir yeni vizyon hazırlamak zorundayız. 2023 vizyon hedeflerinin yeterince tutturulamamasının nedenlerini de iyi değerlendirerek, uygulamaya dönük adımları, en iyi dünya pratikleri ve kapasite güçlendirilmesi önerileri de net bir şekilde belirlenerek gerçekçi bir
“2030 Yeşil Dönüşümde Çimento Yol Haritası” ortaya konulmalıdır.