Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurulu ve Ustalara Saygı Ödül Töreni'nde konuşan Erdoğan, programda bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, genel kurulda alınan kararların ülke, millet, iş insanları ve DEİK üyeleri için hayırlı olmasını diledi.
DEİK Yönetim Kuruluna seçilen kişileri tebrik eden Erdoğan, "DEİK, kurulduğu 1985 yılından bu yana Türk özel sektörünün dış ticaret, uluslararası yatırımlar, hizmetler, lojistik başta olmak üzere dış ekonomik ilişkilerini yürütme konusunda çok özel bir görev üstleniyor. Bu vesileyle kuruluşundan itibaren DEİK yönetiminde, iş konseylerinde, faaliyetlerinde görev alan iş dünyamızın temsilcilerini saygıyla anıyorum. Türkiye'nin gelişmesine, ekonomisinin büyümesine, ihracatının artmasına katkı yapan, istihdam oluşturarak insanımızın evine ekmek götürmesine vesile olan DEİK üyelerine en kalbi şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılda 2 bin etkinliğin düzenlenmesinin azımsanmayacak bir başarı olduğunu, bunların bazılarına kendisinin de şahsen iştirak ettiğini ifade etti.
DEİK üyeleriyle farklı vesilelerle bir araya geldiklerini, istişarelerde bulunduklarını, sorunlara ortak akılla çözüm yolları aradıklarını aktaran Erdoğan, "Türk ekonomisine ve dış ticaretine dair her konuda sizlerle yakın diyalog içinde olmanın gayretindeyiz. Gazze'de 36 bin masumu şehit eden İsrail'i ateşkese zorlamak amacıyla aldığımız ticari işlemleri durdurma kararımızın uygulanma sürecinde de iş dünyamızla iletişim kanallarımızı açık tutuyoruz. Netanyahu yönetimi Gazze'deki katliamlarına son verinceye kadar ticaret ve diplomasi alanında İsrail üzerinde baskı kurmayı sürdüreceğiz" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarında şu ifadeler yer aldı:
Küresel ekonomi, son 4-5 yıldır oldukça fırtınalı sularda seyrediyor. Salgının ekonomik sıkıntıları, bölgemizdeki çatışmalarla birlikte daha da çetrefilleşti. Navlundan, enerji ve gıda fiyatlarındaki dalgalanmalardan diğer belirsizliklere sınamalarla karşı karşıya kaldık. Türkiye bir de deprem yaşadı. 11 ilimizin, 14 milyon insanımızın olumsuz etkilendiği depremin ekonomimize maliyeti 104 milyar dolardır.
Enflasyon dışında hedeflerimizin de üstünde başarı sergiledik. Ekonomide yol haritamız, OVP ve 12. Kalkınma Planı'dır. Bölgemizdeki krizlere, seçimlere ve muhalefetin popülist söylemlerine rağmen yol haritamıza sadık kalıyoruz. 31 Mart öncesinde seçim ekonomisine tevessül etmedik. Ülkemizin geleceğini riske atmadık. Seçim meydanlarına bol keseden vaat dağıtanlar bugün borç üstüne borç alıyor, zam üstüne zam yapıyorlar. Daha atamaları saymıyorum bile.
Döviz kuru üzerinden millete korku saldılar. 1 Nisan sabahı döviz kuru şöyle uçacak, böyle fırlayacak diye akla ziyan senaryo yazdılar. İnsanları dolar ve avro satın almaları için ahlaksızca kışkırttılar. Karamsar senaryoların hiçbiri gerçekleşmedi. Ekonomi programımızın asli önceliği enflasyonu tek haneye indirerek milletimizin refahını artırmaktır. Geçici rahatlama değil, enflasyonda kalıcı düşüş bekliyoruz. Asla kolaycı çözümler peşinde değiliz. Yıllık bazda enflasyonun mayısta en yüksek seviyeye ulaşmasını, ardından hızlı düşüşe geçmesini bekliyoruz. Yılın ikinci yarısından itibaren dezenflasyon sürecine gireceğiz."