Güzellik ve bakım sektörü 2025 yılına hızlı bir başlangıç yaparak, teknolojik gelişmeler ve yeni trendlerle büyük bir dönüşüm geçiriyor. Özellikle tüketiciler açısından yaşanan değişimde, yaşlanma karşıtı ürünler ve teknolojilerde “temiz güzellik” anlayışı ön plana çıkıyor. Doğal içerikli ürünlerin tercih edilmesi, daha sağlıklı ve canlı bir cilt görünümüne olan ilgiyi artırırken, sektördeki bu yenilikler 24-27 Nisan 2025 tarihlerinde düzenlenecek Güzellik & Bakım Fuarı’nda detaylı şekilde ele alınacak.
Güzellik dünyasında yükselen en büyük trendlerden biri, yapay zeka destekli cilt bakım sistemleri ile doğal içerikli ürünlerin birleşimi. Bu yeni nesil teknolojiler sayesinde cilt analizi daha derinlemesine yapılabilirken, kişiye özel bakım uygulamalarıyla daha temiz ve sağlıklı bir cilde ulaşmak mümkün hale geliyor. 24-27 Nisan tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek Güzellik & Bakım Fuarı, bu alandaki en güncel gelişmelere ev sahipliği yapacak.
Estetikten Öte, Doğal ve Canlı Görünüm Ön Planda
Günümüzde organik ve çevre dostu ürünlere yönelik ilgi hızla artarken, “temiz güzellik” ve “doğal içerik” gibi kavramlar sektörde giderek daha fazla yer edinmeye başladı. MEZODER Derneği Genel Sekreteri Dr. Ufuk Alatekin, estetik anlayışındaki değişimi şu sözlerle aktarıyor: “Eskiden estetik yaptıranlar, bunun fark edilmesini isterdi. Bugün ise doğal, sade ve estetiksiz bir görünüm ön planda. Parlak, sağlıklı ve kaliteli bir cilt yapısına sahip olmak hedefleniyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık çok daha etkili cihaz ve ürünlerden faydalanabiliyoruz. İnsan ömrünün uzamasıyla estetik anlayışı da evrildi; artık amaç yüz veya vücudu değiştirmek değil, var olan yapıyı en iyi hale getirmek ve korumak. Kliniğimize gelen hastalar yüz veya vücutlarını dönüştürmekten çok, daha canlı, sağlıklı ve genç görünmek istiyor.”
Kaliteli Yaş Almak Yeni Mottomuz
Dr. Alatekin, cilt bakımında artık sadece dıştan değil, cilt altından da destek sağlayan etkili yöntemlerin geliştirildiğini vurguluyor. “Cilt bakımı, peeling, saç kalitesini artırıcı ve vücut inceltici uygulamalar, mezoterapi ve hyalüronik asit enjeksiyonları gibi işlemlerle birleştirildiğinde, doğal ve kalıcı sonuçlar elde ediliyor. Uzayan insan ömrüyle birlikte herkes kendisinin en iyi versiyonuna ulaşarak kaliteli yaş almak istiyor. Uzmanlar da bu sürece en doğal şekilde katkı sağlıyor.” diye ekliyor.
Aktif Moleküller Cilt Derinliğine Ulaşıyor
Yaşlanma karşıtı ürünler, güzellik sektörünün en önemli bileşenlerinden biri haline gelirken, yeni nesil cihazlar ciltteki kırışıklıkları ve yaşlanma belirtilerini hedef alıyor. Kozmetoloji ve yüksek teknolojinin birleşimiyle geliştirilen ürünler, cilt ekosistemine zarar vermeden derinlemesine etki gösteriyor. Etkin Eczacılık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Ecz. Funda Figen Şirin Bal, bu konuda şu açıklamayı yapıyor: “Önceden kullanılan ürünler sadece cilt yüzeyinde bir koruma sağlarken, günümüzde patentli taşıma sistemleri sayesinde aktif moleküller cildin derin katmanlarına kadar ulaşabiliyor. Böylece ciltte arınma, nem artışı, akne izlerinin giderilmesi, leke açma, sarkma önleme ve ince çizgileri azaltma gibi birçok alanda olumlu sonuçlar elde ediliyor.”
Doğru Beslenme ile Cilt Sağlığı Destekleniyor
Cildin sağlıklı ve genç kalmasında sadece dışarıdan uygulanan bakım ürünleri değil, doğru beslenme ve besin destekleri de büyük önem taşıyor. Bal, bu konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Cilt sağlığını korumak için yalnızca temizleme ürünleri ve kremler yeterli değil. Cildin içten de beslenmesi gerekiyor. Yeterli su tüketimi, vitaminler, yağ asitleri, amino asitler ve antioksidanlarla desteklenmiş bir beslenme düzeni, cilt görünümünü iyileştirmede kritik rol oynuyor. Öte yandan, doymuş yağ oranı yüksek besinlerin aşırı tüketimi, yağlı ve akneye meyilli bir cilt görünümüne neden olabilir. Ayrıca, dengesiz beslenme, yüz kontüründe bozulmalara ve ciltte sarkmalara yol açabiliyor. Bu nedenle yaşlanma karşıtı ürünler kadar, sağlıklı beslenme ve doğru besin takviyelerinin de cilt görünümünü iyileştirmede önemli bir faktör olduğu unutulmamalıdır.”
