"Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Hartavi, kiracılar ve mülk sahipleri arasında olası anlaşmazlıkların hukuki süreçlere ve beraberinde her iki taraf için çeşitli maliyetler ve riskler doğurabileceğini belirtti. Bu tür anlaşmazlıklar, bağımsız değerleme raporları aracılığıyla gerçek kira değerleri üzerinden sulh yoluyla sonuçlandırılabileceğini ifade etti."
Kira sözleşmelerinde artış oranları; sabit artış oranı, döviz endeksi, 12 aylık TÜFE ortalaması ve piyasa koşullarına göre yeniden değerleme yöntemleriyle belirlenirken 8 Haziran 2022 tarihinde Borçlar Kanunu’na eklenen geçici maddeyle konut kiralarındaki artışa yüzde 25’lik sınır getirilmişti. Bu sınır, 1 Temmuz itibarıyla sona erdi. Mülk sahipleri, kira artışlarını artık 12 aylık TÜFE ortalamasına göre belirleyecek. Öte yandan 13 Eylül 2018’de döviz cinsinden sözleşmelerin belirlenmesi yasağı ise halihazırda devam ediyor.
Kira artış oranındaki geçici maddenin hayatımızdan çıkmasıyla anlaşmazlıkların ikinci perdesine geçildiğini belirten Denge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlığı Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Hartavi; “2 dönem boyunca yüzde 25’lik kira artış oranı ile düzenlenen kira değerinin yeni dönemde 12 aylık TÜFE ortalaması üzerinden hesaplanması, gayrimenkul piyasa koşullarına paralel olmayacağı için çatışmaları devam ettirecektir. Bu çerçevede süreçler, bağımsız değerleme raporları ile elde edilecek reel kira değerleri üzerinden sulh ile sonuçlandırılabilir.” ifadelerini kullandı.
Aradaki %48’lik Fark Bütün Anlaşmazlıkların Temelini Oluşturuyor
Yüzde 25’lik kira artış sınırının kaldırılmasıyla meydana gelecek anlaşmazlıklara değinen Hartavi; “Basit bir örnekleme yapacak olursak; gayrimenkul piyasasındaki artıştan bağımsız bir şekilde baktığımızda; başlangıçta 1.000 TL kirası olan bir gayrimenkulün, 2 dönem sabit ve 1 dönem TÜFE ile 3 dönem sonunda ulaştığı tutar 2.579 TL şeklinde karşımıza çıkıyor. Yüzde 25 sabit artış oranı olmasaydı bu tutar 3.816 TL şeklinde oluşacaktı. Aradaki yüzde 48’lik fark bütün anlaşmazlıkların temelini oluşturuyor.” şeklinde konuştu.
Anlaşmazlıklar İki Taraf İçin de Maliyetli
Hartavi, olası kira anlaşmazlıklarında hem kiracı hem de mülk sahibinin çeşitli riskler ve maliyetlerle karşılaşacağını söyledi:
“Olası anlaşmazlık durumunda ise hukuki süreçlerle birlikte her iki taraf için çeşitli maliyetler ve riskler oluşacaktır. Kiracı için nakliye maliyeti, emlak komisyon maliyeti, güncel depozito maliyeti, eşyaların amortismanı ve resmi işlemler için zaman gereklilikleri doğabilir. Diğer yandan mülk sahibi için de tadilat maliyeti, emlak komisyon maliyeti, kiradaki boşluk dönemi, yeni kiracının riskleri ve yine resmi işlemler için gereken zaman gibi konular gündeme gelebilir. Gayrimenkul piyasa koşullarına göre taşınmazların değerlemesinin yapılması akabinde taşınmaz için oluşan güncel kira değeri üzerinden sözleşmelerin yenilenmesini en sağlıklı yöntem olarak görüyoruz.”