Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı ve Qlux IDEAS Genel Müdürü Burak Önder, son dönemde ihracatçıların en çok gündeme getirdiği konulardan biri olan döviz kurlarıyla ilgili, asıl odaklanılması gerekenin kur seviyesinden ziyade üretimde verimlilik ve rekabetçilik olduğunu belirtti. Aksi halde ihracatçıların kur, faiz ve enflasyon sarmalına sıkışacağını ifade eden Önder, "Rekabetçi olamadığınızda kurlara odaklanıyorsunuz, oysa kur bir sonuçtur. Bizim asıl süreci yönetmemiz gerekiyor," dedi. Türkiye’de sanayinin en büyük sorunlarından birinin ise arsa fiyatları olduğunu vurgulayan Önder, Marmara Bölgesi'nde bir fabrika yatırımı yapmak isteyen sanayicilerin 15 yıllık kazançlarını arsa bedeline yatırmak zorunda kaldıklarını, arsa fiyatlarının Türkiye'de Avrupa ve Amerika'dan bile daha pahalı hale geldiğini söyledi.

Son dönemde ihracatçıların en çok konuştuğu konunun kurlar olduğunu belirten Burak Önder, yalnızca kurlara odaklanmanın yeterli olmadığını, bunun yerine rekabetçilik ve verimlilik konularının tartışılması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de ciddi bir verimlilik sorunu olduğunu dile getiren Önder, şöyle konuştu:

‘KUR YERİNE VERİMLİLİK VE OTOMASYONU KONUŞALIM’

Burak Önder, kurların önemini reddetmediğini belirtmekle birlikte, esas problemin hep göz ardı edilen noktalardan kaynaklandığını vurguladı. "Kur, faiz veya enflasyon bir sonuçtur, bunları doğuran süreçlere odaklanmamız gerekiyor," diyen Önder, Türkiye’nin yapısal sorunlarını tartışması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin verimlilik sorununa değinen Önder, "Dünya Endüstri 4.0’a geçerken biz hâlâ Endüstri 2.5’teyiz. Elektriği bulduk ama otomasyona geçemedik," diyerek sanayinin iş gücüne dayalı kaldığını belirtti. Artan iş gücü maliyetlerinin sanayiyi döviz kurlarına bağımlı hale getirdiğini ifade etti.

Önder, Türkiye'nin verimliliği artırmak için dijital, sanayi, yeşil ve insan kaynağı dönüşümlerine odaklanması gerektiğini söyledi. Ancak sürekli aynı sorunları tartıştıkları için bu dönüşümlere odaklanamadıklarını belirtti. Ayrıca, Türkiye’deki insan kaynağı problemine yeni bir bakış açısı gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin iş gücü katılım oranının düşük olduğunu ve sanayi sektöründen hizmet sektörüne ciddi bir insan kaynağı transferi yaşandığını söyledi. Sanayinin düşük kârlılık nedeniyle yüksek maaş veremediğini, bu yüzden çalışanların hizmet sektörüne yöneldiğini belirten Önder, otomasyonun sanayi için bir çözüm olduğunu dile getirerek, kendi fabrikasında üretim hattını robotlara çevirdiklerini örnek verdi.

MARMARA'DAKİ ARSA FİYATLARI AVRUPA'YI VE AMERİKA'YI GEÇTİ

Burak Önder, Türkiye’de sanayicilerin en önemli sorunlarından birinin arsa fiyatlarının aşırı yüksekliği olduğunu belirterek, bunun rekabetçiliğin önünde büyük bir engel oluşturduğunu vurguladı. Marmara Bölgesi'nde sanayi arsalarının Avrupa ve Amerika’daki fiyatları geçtiğini söyleyen Önder, birçok üretici ve sanayicinin bu nedenle kirada olduğunu belirtti. "Bir fabrika arsası almak isteyen bir sanayici, 15 yıllık kazancını toprağa yatırmak zorunda kalıyor. Bu durumda otomasyona, dijital dönüşüme veya Ar-Ge’ye yeterli bütçe ayrılamıyor," dedi. Ayrıca, yüksek arsa maliyetleri nedeniyle yatay ve tek katlı üretim yerine, çok katlı fabrikalarda üretim yapıldığını ve bunun deprem ve yangın riskini artırdığını, ayrıca verimlilik problemlerine yol açtığını ifade etti.

Sanayinin daha geniş alanlara yayılması gerektiğini belirten Önder, üretimin sürdürülebilmesi için sanayi arsalarının doğru şekilde planlanmasının önemine dikkat çekti. "Verimlilik sağlanamazsa, rekabet edemiyoruz ve sonuç olarak kurlara bağımlı hale geliyoruz," şeklinde konuştu.

Sanayi kültürünün sürdürülebilmesi için orta teknolojiye verilen desteğin önemine de değinen Önder, Türkiye’de sanayinin ayakta kalması için akıllı, rasyonel ve gerçekçi teşviklerin sağlanması gerektiğini belirtti. Yüksek teknolojiye yönelik teşviklerin tek başına yeterli olmayacağını vurgulayan Önder, "Türkiye’nin gücü orta teknolojide ve bunu güçlendirmeden yüksek teknolojiye geçiş zor," dedi. Orta teknolojiye odaklanarak sanayi kültürünün korunmasının ve gelişiminin sağlanması gerektiğini ifade etti.

Sanayicilerin destek ve teşvik taleplerini de doğru yönlendirmeleri gerektiğini belirten Önder, "Kamuya ucuz elektrik talebinde bulunmak yerine, güneş enerjisi yatırımlarına veya dijital dönüşüme yönelik teşvikler istemek daha gerçekçi bir yaklaşım olur," diyerek sanayicilere daha stratejik taleplerde bulunmaları çağrısında bulundu.

 İHRACATTA EN KRİTİK İŞ BİLGİ ÜRETMEK

 Türkiye'nin ihracatta bir dönüşüme ve stratejiye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Önder, konvansiyonel değil biraz daha modern yöntemlere yönelinmesi gerektiğini belirtti. Bu işlerin artık klasik bir şekilde heyet yapmanın ve fuar düzenlemenin ötesine geçtiğine işaret eden

Türkiye’nin Arap Devletleri ligine ihracatı 39,9 milyar dolara ulaştı Türkiye’nin Arap Devletleri ligine ihracatı 39,9 milyar dolara ulaştı

Önder, asıl önemli olanın bilgi üretmek olduğunu kaydetti. İhracatçı STK'ların BRICS'ten Kuşak Yol projesinin etkilerine kadar her alanda ihracatçılara yol gösterecek raporlar üretmesi gerektiğinin altını çizen Önder, "İhracatın orta ve uzun vadeli bir proje olduğunu anlamak lazım. Önce bilgi ve kavramları üreteceksin, temelleri doğru atacaksın, ardından stratejileri belirleyeceksin. Sonrasında nokta atışı heyetlerini yapıp fuarlarını düzenleyebilirsin." dedi.

CİRONUN YÜZDE 10'U E-İHRACATTAN GELİYOR

Dünyada ihracatın yönünün e-ihracata doğru gittiğini ve burada ciddi bir dijital dönüşüm yaşandığını kaydeden Önder, şunları söyledi:

"E-ticaret dediğiniz zaman paketlemesinden koruyuculara, videolarından ürün detaylarının yazımına kadar birçok faktör işin içine giriyor ve dolayısıyla dinamikleri konvasyonel ticaretten oldukça farklı hale geliyor. Biz de Qlux IDEAS olarak e-ihracata ciddi yatırım yapıyoruz. Sadece e-ihracata özel ürünler geliştirdik, ürün çeşitlerimizi genişlettik. Ürünlerimizi toptan bir şekilde e-ihracatla tüm dünyaya gönderir hale geldik. Pandemi öncesinde bu alanda hiç yokken şimdi ciromuzun yüzde 10'u e-ihracattan gelmeye başladı. Önümüzdeki dönemde bu alandaki yatırımlarımızı daha da artırmayı planlıyoruz."

“ELDE ÇANTA 36 ÜLKEYİ GEZDİK, YAKIN PAZARLARA YOĞUNLAŞTIK”

Qlux IDEAS olarak 1989'dan beri ev ve mutfak eşyaları sektöründe faaliyet gösterdiklerini belirten Burak Önder, firmanın 91 ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini ve 25 bin metrekarelik alanda 800'den fazla ürün çeşidi ürettiklerini ifade etti. Avrupa’nın ihracatlarının büyük bir kısmını oluşturduğunu söyleyen Önder, ilk 9 ayda dolar bazlı cirolarında geçtiğimiz yıla göre %10'un üzerinde bir artış kaydettiklerini ve zorlu şartlara rağmen ihracatlarının da %3 oranında arttığını belirtti.

İhracatın sürdürülebilirliği için sürekli sahada olduklarını vurgulayan Önder, bu yıl 36 ülkeyi ziyaret ettiklerini söyledi. İhracatın şirket cirosundaki payının %60 seviyesinde olduğunu ve kurların sabit kalacağı öngörüsüyle bu yıl yurtiçine de yatırım yaptıklarını dile getirdi. Geçen yıl %65-35 olan ihracat/iç pazar dengesinin bu yıl %60-40'a değiştiğini, ancak ihracattan asla vazgeçemeyeceklerini belirten Önder, yurt dışındaki müşteriler sayesinde küresel trendleri takip edebildiklerini ekledi.

Önder, kısa vadede çevre ülkelere daha fazla odaklandıklarını ve özellikle lojistik avantajları nedeniyle bu bölgelerde derinleşip büyümeye çalıştıklarını belirtti.

Editör: Sude Yılmaz