Rize-Artvin Havalimanı'nı 2,3 milyon yolcu kullandı Rize-Artvin Havalimanı'nı 2,3 milyon yolcu kullandı
Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 66'ncı Genel Kurul Toplantısı, Beşiktaş Levent'teki bir otelde gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmalarını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TBB Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar yaptı. Konuşmaların ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TBB Başkanı Alpaslan Çakar, eski BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben'e teşekkür plaketi verdi. Genel kurulda konuşan Çakar, dünya ekonomisi için 2022'nin oldukça zorlu geçtiğini aktararak, salgın sonrasında yaşanan güçlü toparlanmanın getirdiği olumlu havanın kısa sürede değiştiğini, küresel büyümede, ticaret hacminde risklerin ve belirsizliğin arttığı bir döneme girildiğini söyledi. Enerji, emtia ve tarım fiyatlarındaki hızlı tırmanmanın yukarı yönlü olan enflasyona ivme kazandırdığına işaret eden Çakar, "Enflasyonun dünya ortalaması 2022 yılında yüzde 8,7 ile 1996 yılından sonraki en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerde ise ortalama enflasyon yüzde 7,2 ile 1983 yılından sonraki en yüksek düzeyine çıkmıştır. Küresel manşet enflasyonun 2023'te yüzde 6,8'e ve 2024'te yüzde 5,2'ye düşmesi bekleniyor. Son dönemde yaşanan gelişmeler sebebiyle ülkeler, finansal istikrarın ve fiyat istikrarının sağlanması, mali disiplin, para politikasında sıkılaştırma, borç yönetimi, büyümenin sürdürülmesi gibi alanlarda bir politika dengesi oluşturmaya çalışmaktadırlar." ifadelerini kullandı. Çakar, uluslararası ekonomik ve siyasi alandaki gelişmelerin Türkiye ekonomisinin performansını da etkilediğini, bir süredir sert ve ters yönde esen rüzgârlara rağmen dirençli kalarak ve büyümeyi sürdürebildiklerini kaydetti. 2022 yılında para ve kredi politikasına ilişkin çok sayıda düzenleme yapıldığını belirten Çakar, "Bankacılık sektörü hem ekonomi politikasını hassasiyetle destekledi hem de ihtiyatlı bir yaklaşım içinde bilançosunu yönetti. 2023 Haziran itibarıyla, Türk Bankacılık Sektörü’nün bilanço büyüklüğü 19 trilyon TL olup, bilançonun milli gelire oranı yüzde 100 civarındadır. Kur korumalı mevduatın etkisiyle TL’nin payı aktifte yüzde 59, pasifte ise yüzde 56 olarak gerçekleşmiştir. 2023 Haziran itibarıyla, krediler 10 trilyon TL, menkul kıymetler portföyü ise 3,2 trilyon TL seviyesindedir." şeklinde konuştu. ‘’İmalat sanayinin payı son 5 yılda 5 puan arttı’’ Çakar, ticari krediler içinde en büyük payın yüzde 29 ile imalat sanayiinde olduğuna dikkati çekerek, "İmalat sanayinin payı son 5 yılda 5 puan arttı. Üretimin, ihracatın ve istihdamın belkemiğini oluşturan çok sayıdaki sektöre kullandırılan kredilerin payının daha da artırılmasının öneminin farkındayız. Ticaret sektörü yüzde 16, inşaat yüzde 10, enerji sektörü yüzde 8 pay ile sıralanmaktadır. Stratejik önemi daha artan turizm ve tarım sektörlerine kullandırılan kredilerin artırılmasında yoğun bir rekabet bulunmaktadır. Krediler büyürken, riskler makul ölçülerde seyretti." dedi. Bankacılık sektörünün güçlü öz kaynağa sahip olduğunu ve kredi büyümesini destekleyecek bir sermaye yeterliliği ile çalışmakta olduğunu vurgulayan Çakar, sözlerini şöyle sürdürdü: "2023 yılının ilk yarısı sonunda, sermaye yeterliliği yüzde 18. Sermaye yeterliliğinin hesaplanmasında sağlanan esnekliklerin etkisi yüzde 0,5 düzeyinde ve sınırlı seviyede. Öz kaynakların güçlü kalmasına hassasiyet gösteriyoruz. Çünkü bu sayede, kredi artışını sürdürebilmek, riskleri doğru yönetebilmek, şoklara karşında dayanıklı kalabilmek, iç borçlanmayı desteklemek, dış finansman sağlayabilmek, uluslararası rekabet gücünü korumak ve artırabilmek mümkün olabilecektir. "Direncin artırılmasına yönelik ekonomi politikalarını değerli buluyor ve destekliyoruz" Ekonomide istikrarın sağlıklı ve kalıcı olarak tesisini, şoklara karşı direncin artırılmasına yönelik ekonomi politikalarını değerli bulduklarını ve desteklediklerini ifade eden Çakar, şunları söyledi: "Finansal istikrarın tesisinde, tasarruf dengesinin makul düzeye çekilmesine, düşük ve öngörülebilir enflasyon ortamına, düşük enflasyonun sağlanmasında ise mali disipline ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Uzun süredir yüksek düzeyde ve inatçı bir özellik göstermesinden dolayı enflasyonla savaşın küresel ölçekte ve ülkemizde çetin geçeceğinin de farkındayız. Ne var ki düşük düzeyde bir enflasyon ortamının her yönüyle ekonomik performansı çok olumlu etkileyeceğini de yakın dönemde tecrübe ettik. Bankacılık sektörü, ülkemizin gücüne ve geleceğine inanarak yatırımlarını büyütüyor. Paydaşlarımız ile iş birliği içinde ekonomik büyümeden güç almaya ve gücümüzü üretim, yatırım, istihdam ve ihracat artışını destekleyerek, büyümenin ve refah artışının sürdürülmesinde kullanmaya devam ediyoruz." ''Bankacılık sektörü ekonomimizin önemli bir yapı taşıdır'' Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise konuşmasında bankacılık sektörünün 2000'li yılları başından itibaren geçirdiği yapısal dönüşüm ve iyi yönetim sayesinde yakaladığı güçlü ivmeyle Türkiye'nin büyüme performansına çok önemli katkılarda bulunduğunu söyledi. Sektörün küresel finansal kriz, yakın dönemde yaşanan salgın ve birçok iç ve dış şok karşısında dayanıklılığını ispatladığını vurgulayan Şimşek, "(Bankacılık sektörü) Dolayısıyla ekonomimizin en önemli bir yapı taşıdır" dedi. Şimşek, küresel büyümenin zayıf seyrettiği bir dönemde olduklarını, gelecek 5 yılda küresel büyümenin uzun vadeli ortalamaların oldukça altında gerçekleşeceğinin görüldüğünü ifade ederek, "Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarında olması bekleniyor. Burada tabii ki küresel parasal sıkılaştırmanın etkisi de var, yapısal karşı rüzgarlar da var. Küresel parasal sıkılaştırma etkisini çok net bir şekilde hissettiriyor. Küresel enflasyon düşüyor ancak hala uzun dönem ortalamalarının oldukça üzerinde. Enflasyondaki düşüş tabii ki önemli. Küresel parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna gelindi. Yakınız. Yani 2024'ün ikinci yarısından itibaren bir gevşeme olasılığı artmıştır. Küresel enflasyonla mücadelede tabii ki finansal koşullardaki sıkılaşma beraber geldi." dedi. ''Ekonomimiz için dengeleme ihtiyacı çok açık'' Şimşek, Türk ekonomisinde yeniden dengeleme ihtiyacının çok açık olduğunu belirterek, "Politika çerçevemizi bu yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendiriyoruz. Daha önce de ifade ettiğim üzere ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir. Bu temel ilkeler çerçevesinde biz ekonomi politikalarımızı şekillendiriyoruz" dedi.  
Editör: Eslem Nur KARAMAN