Sönmez konuşmasında, uzun süreli makroekonomik istikrarsızlık dönemi de dahil olmak üzere Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu önemli zorlukları dile getirdi. Özellikle KOBİ'ler için finansman ihtiyacının her zamankinden daha yüksek olduğunu, ancak finansmana erişimin hem zor hem de pahalı olmaya devam ettiğini vurguladı. Sönmez, para politikalarının bu sorunları kademeli olarak çözebileceğini ancak daha öngörülebilir bir yönetim sisteminin gerekli olduğunu belirtti. Sağlam bir hukuk sisteminin ve işlevsel bir adalet mekanizmasının bir piyasa ekonomisinin temeli olduğunu vurguladı. Adalet ve hukuk olmadan uzun vadeli ekonomik toparlanma ve kalkınma imkansız olurdu.
"Adalet ve Hukuk Sürdürülebilir Ekonomik Büyümenin Temel Taşlarıdır"
Sönmez, piyasada güveni aşılayan bir yönetim sistemi kurmanın önemini vurguladı. Enflasyonun ancak tüketimi baskılayarak değil, artan üretimle sürdürülebilir bir şekilde azaltılabileceğini açıkladı. Bunun gerçekleşmesi için KOBİ'lerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, yatırım ve operasyonel sermaye ihtiyaçlarını karşılamak için hayati önem taşıyor. Ayrıca, ekonomik öngörülebilirlikte bazı iyileştirmeler görülse de, iş liderlerinin gelecek yılın ne getireceğini öngörmekte hala zorlandıklarını belirtti. Sönmez, "Daha öngörülebilir bir yönetim modeli, enflasyonda hızlı bir düşüşe yol açacak, büyümeyi teşvik edecek ve yatırımları ve istihdamı artıracaktır" diyerek böyle bir modelin Türkiye'yi sürdürülebilir yüksek büyüme yoluna sokacağını vurguladı.
Sönmez'in Gelecek Vizyonu: Daha Yüksek Gelirlere Ulaşan Bir Ülke
Sönmez, önümüzdeki 20 yıl içinde Türkiye için vizyonunu paylaştı ve orta gelir tuzağını aşmış, sağlam bir yasal çerçeveye sahip, demokrasiye olan güveni artmış ve kişi başına geliri 15.000 doları aşan bir ülke yaratmayı hedeflediğini söyledi. Yaklaşık on yıl önce bu vizyonun neredeyse ulaşılabilir olduğunu ancak siyasi ve ekonomik aksaklıkların ilerlemeyi geciktirdiğini hatırlattı. "20 yıl içinde, yeşil ve dijital geçişleri başarıyla atlatmış ve orta gelir tuzağını aşmış bir Türkiye'de bu zirveyi gerçekleştirmeyi umuyoruz."
TÜRKONFED'in bölgesel kalkınmaya verdiği önemin sürekliliğini vurgulayan Başkan, bölgelerin kendine özgü ekonomik koşullarını dikkate alan yeni bir teşvik sisteminin geliştirilmesine destek olmaya hazır olduklarını kaydetti.
Orhan Turan: "Kamu Sektöründe Verimlilik ve Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadelede Daha Güçlü Adımlara İhtiyaç Var"
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, enflasyonla mücadeleyi sıkı para politikalarıyla güçlendirmenin gerekliliğini ele aldı. Ayrıca kamu sektörü tasarruflarının, verimliliğinin ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin önemini vurguladı. Turan, toplumun tüm kesimlerinin yükü omuzlarken, kamu sektörünün de tasarruf ve verimliliği artırma yönünde güçlü adımlar atması gerektiğini belirtti. Eğitime daha fazla kaynak yatırmanın kritik gerekliliğini vurguladı; bu, doğrudan eğitim sisteminin kalitesi ve okulların koşullarıyla bağlantılıdır. "Eğitim, asla kesinti yapmamamız gereken bir alandır. Okulların kalitesini ve koşullarını iyileştirmeyi hedefleyerek eğitime ayrılan fonu artırmamız gerekiyor."
Tuncay Özilhan: "Toplu Zekanın Önemi"
TÜSİAD'ın eski İcra Danışma Kurulu Başkanı ve Anadolu Grubu Başkanı Tuncay Özilhan, TÜRKONFED'in 20 yıllık yolculuğunu övdü ve iş dünyasında kolektif zekayı harekete geçirmedeki rolünü vurguladı. Ülke çapındaki iş liderlerini yalnızca kendi ticari çıkarları için değil, ulusal çıkarlar için çalışmak üzere bir araya getirmenin her zamankinden daha önemli olduğunu vurguladı. "Kolektif zekayı harekete geçirmenin önemini giderek daha iyi anlıyoruz. İş liderlerinin bağımsızlık ve gönüllülük ilkelerine dayanarak bir araya geldiği bu yolculuk, ülkenin geleceği için hayati önem taşıyor."
Devrim Türk: "Yatırım Fırsatlarının Açılmasını Bekliyoruz"
Etkinliğe ev sahipliği yapan DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk, bir zamanlar sanayi ve ticarette öncü bir şehir olan Diyarbakır'ın Türkiye'nin ekonomik sıralamasında 70. sıraya gerilemesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Bölgenin en büyük dezavantajının tüketim pazarlarına ve limanlara uzak olması olduğunu belirtti. Ancak teşvik politikalarının ve lojistik altyapısındaki iyileştirmelerin bölgedeki yatırımcılara kapılar açacağını umduğunu belirtti. Türk, "Diyarbakır'ın ticaret, kültür ve turizm merkezi olarak oynadığı rol ve Türkiye'nin siyasi ve demokratikleşme süreçlerindeki önemi yeterince vurgulanamaz" diye ekledi. "Çağımız bölünme değil, birlik ve büyüme çağıdır."
Küresel Riskler ve Yerel Çözümler Konulu Panel Tartışması
Açılış konuşmalarının ardından, EDAM Direktörü Sinan Ülgen ve Merkez Bankası Eski Baş Ekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara'nın katılımıyla "2025'e Girerken Küresel Riskler ve Yerel Çözümler" başlıklı bir panel düzenlendi. Panelde, yerel bağlamlar ve stratejilere odaklanılarak küresel riskleri ele almadaki zorluklar ve çözümler ele alındı.