Cami restorasyon ve dekorasyon firmalarına ulaşma imkanı, İslam mimarisi ve sanatı ile yoğrulmuş sanat ve emek dolu ürünleri inceleme, yeni firmalar ve yeniliklerini yakından takibini sağlayan 15. Uluslararası İhtisas Cami Yapı Ekipmanları Fuarı kapılarını açtı. Fuarın açılışına katılan Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Fuar Dergisi mikrofonlarımıza açıklamalarda bulundu.

İstanbul Valisi Davut Gül: Yadigar projemizle bin eseri ihya edeceğiz İstanbul Valisi Davut Gül: Yadigar projemizle bin eseri ihya edeceğiz

Kondi, ‘’İnsanlık tarihiyle başlayan mabedin daha etkin, daha verimli, daha güzel, daha çekici olabilmesi için bütün sanatkarlarımızın, mimarlarımızın, mühendislerimizin bütün ruhi güzelliklerini, sanatsal estetiklerini yansıttıkları camilerimizle alakalı her bölümle alakalı güzel eserler sergiliyorlar. Tabii ki, bu tür fuarların bizlere kattığı önemli zenginlikler vardır. Bu zenginliklerden bir tanesi de camilerimizin fiziki yapılarının daha güzel, daha etkin, daha çekici hale gelmesidir; mihraplarımızın, minberlerimizin, minarelerimizin, kubbelerimizin, alemlerimizin bugün burada çok çeşitli yönlerini gördük. Ama tabii ki, bütün amacımız, gayemiz, çalışanlarımızın fuarı düzenlememizin de amacı, insanlık tarihiyle başlayan mabetlerin asli fonksiyonuna toplumun her kesimine hitap edebilmesi için nasıl bir çalışma yürütebileceğimizdir.’’ şeklinde konuştu.

Camilerin aslında geleceğin teminatı olan gençlerin de rahat gelebileceği, onların ruhlarına hitap edebilecek, onların beklentilerini karşılayabilecek bir mekan olmasının ayrı bir güzellik olduğunu belirten Dr. Şaban Kondi, ‘’İstanbul müftülüğümüz, aslında bütün müftülüklerde, il ve ilçe müftülüklerimizde camilerimizin en güzel süsü olan ve en değerli misafiri olan gençlerimize, ailelerimize, çocuklarımıza yönelik çalışmalar içerisinde olmasıdır. Buradaki mimarlarımızdan, mühendislerimizden, sanatçılarımızdan istirhamım aslında şu: İnsanlık tarihinde yeryüzünde ilk mabet Kabe, insanlık tarihiyle başlıyor. Ve aslında Kabe, yani mabet, iyiyle kötüyü, hakla batılı, güzeli çirkini ayırt edebilecek en önemli merkez. Tabiri caizse, şehirlerin kalbi. Nasıl insanın vücudundaki bütün kılcal damarlara kadar kalp kan pompalıyla atar damarlarla kirli ve temiz kanı ayırt ediyorsa, camilerimizde aslında toplumdaki kötülüklerin, yanlışların, hataların giderilmesi, iyiliğin, sevginin bir arada yaşama kültürünün gelişmesi için önemli mekanlar. Bu önemli mekanlar da elbette ki yeryüzünde Allah'a en sevimli yerler olan mabetler, peygamber efendimiz yeryüzünde Allah'a en sevimli yerin mabet olduğunu bize anlatıyor. Yani mescitlerin olduğunu haber veriyor. Dolayısıyla en sevimli yeri sadece yaşlı insanlarımıza, o eli öpülesi büyüklerimize ait bir yer değil. Toplumun her kesimine hitap edebilecek, gençliğiyle, ailesiyle, kadınıyla, kızıyla, çocuğuyla, herkesin rahat gelebileceği, problemlerini rahatlıkla çözebileceği, sorduğu sorulara cevap alabileceği mekanlar haline getirmemiz lazım’’ şeklinde konuştu.

‘’Atalarımızın güzel bir sözü var: "Kem aletle kemalat olmuyor." Camilerimizin de elbette ki estetik, güzel, günümüz şartlarında insanlara cevap verebilir bir mekan olması gerekiyor. Ama tabii ki camilerimizi fiziki yapılarını yaparken güzel estetik hale getirirken en önemli özelliği olan insanı imar eden, dönüştüren bir yapısında ihmal etmemeliyiz. Camilerimiz tarih boyunca olduğu gibi Cumhuriyetimizin kuruluşunda da, kurtuluşunda da çok önemli roller üstlenmiştir.’’

Camilerin, şehirlerin kalbi olduğunu belirten Kondi, ‘’Mihraplarımız, minberlerimiz, kürsülerimiz her gün insanları özgürlüğe, çalışana, çağıran ezanlarımız aslında toplumun her an doğruyla, iyiyle, güzelle buluşması için önemli merkezler. Bu merkezleri daha aktif hale getirmek, herkesin ihtiyacına cevap verebilir bir hale getirmeliyiz. Bunda sadece imamlarımız, hocalarımız değil, toplumun her kesimi bu konuda bir gayret etmelidir. Zira ecdat da camileri şehirlerin tam böyle merkezine koymuş, şehirleri onun etrafında şekillendirmiş derdir. Bizim medeniyetimiz bir cami medeniyetidir, bir kültür medeniyetidir. Camilerden de her kesime ve her topluma sevginin, barışın, kardeşliğin, iyiliğin, iyi insan olabilmenin mesajlarının yayıldığı merkezlerdir. Camiler asla bölen, ayrıştıran değil, birleştirendir. Cami isminden de anlaşıldığı gibi birleştiren merkezlerdir, ırkı, rengi, dili, mezhebi, görüşü ne olursa olsun Allah katında insanların tarağın dişleri gibi eşit olduğu ve bunu kanıtlayan, gösteren merkezlerdir. Böyle merkezlerin bu tür fuarlarda fiziki yapıların daha aktif hale getirilmesi ayrı bir güzelliktir. Ben bu fuarda hazırlanmasında emeği geçen bütün arkadaşlarımıza, fuarı tertip eden tertip komitesine görev alan arkadaşlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum. Bu tür fuarların artmasını, farkındalık oluşturmasını temenni ediyorum.’’ ifadelerini kullandı.