Bakan Yerlikaya açıkladı: 12 bin polis memuru alınacak Bakan Yerlikaya açıkladı: 12 bin polis memuru alınacak
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından paylaşılan makine imalat sanayi pekiştirilmiş verilerine göre, 11 ay sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil makine ihracatının toplam 22,9 milyar dolar olduğu açıklandı. Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki sıkılaşma eğilimlerinin etkisi ile yeni yılı, küresel ekonomide bir yavaşlama beklentisiyle karşıladıklarını belirtti. Başkan Kutlu Karavelioğlu, “Uzmanlar makine ve teçhizat yatırımlarının yılın ilk yarısında durağan olacağının altını çizseler de pandemi döneminde sergilediğimiz yüksek performans sayesinde pekiştirdiğimiz sınai ilişkilerin karşılığını 2023’ün tamamında göreceğimize inanıyoruz. Tedarik zincirlerinde artan payımız ve ürün gruplarındaki çeşitliliğimiz, talepteki olası iniş çıkışlara karşı genel performansımızı mutlaka bir dengeye oturtacaktır” açıklamalarında bulundu. Türkiye’deki makine ihracatı yılın 11 ayı sonunda, geçen senenin aynı dönemine göre %9,1 artarak 22,9 milyar dolara yükseldi. 2,4 milyar dolar makine ihracatının gerçekleştiği Kasım ayında aylık baz oranındaki artış ABD’de yüzde 57,9 olurken bu oran Rusya’da %135,7 seviyesine ulaştı. Makine sektörü geçtiğimiz ay, en büyük ihracat pazarları olan Almanya, ABD ve Rusya’ya toplam 600 milyon dolarlık makine ihraç ederek bir rekora daha imza attı. Bu üç ülkenin yanında İtalya ve Birleşik Krallık’ta da aylık 100 milyon dolar eşiği geçtiği gözlemlendi. Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektörün 2023 hedeflerine yön veren küresel konjonktürle ilgili öngörülerini şu şekilde ifade etti: “Gelişmiş ülkelerin para politikalarında sıkılaşma eğilimlerinin etkisi ile yeni yılı, küresel ekonomide bir yavaşlama beklentisiyle karşılıyoruz. En büyük ihracat pazarlarımızı oluşturan ülkelerin merkez bankaları faiz artırımlarını sürdürürken, bu ülkeler küçülme mi yaşayacak yoksa büyümeleri mi yavaşlayacak diye anlamaya çalışıyoruz. Kesin olan tek şey bu politikaların 2023 sonuna kadar gevşetilmeyeceği, bunun da sabit sermaye yatırımlarını olumsuz etkileyeceği. Resesyon beklentilerinin güçlenmesi küresel enflasyondaki yüksekliğe rağmen emtia ve mal fiyatlarını sınırlıyor. 2023 için iyimser senaryomuz son 2 yılda değer olarak yüzde 30’dan fazla artan küresel ihracatın yüzde 5 kadar azalacağı, aynı dönemde yüzde 14 kadar artan mal miktarının ise seviyesini koruyacağı yönünde. Bu durumun küresel makine fiyatlarına da yansıyacağı ve rekabetin kızışacağı aşikâr.” Kasım ayı sonunda açıklanan TÜİK verilerine göre genel imalat sanayiinde hesaplanan maliyet %136 olarak hesaplandı, makine sektöründeki yüksek katma değeri sayesinde yüzde %82 seviyesinde kaldığına dikkat çeken başkan Kutlu Karavelioğlu: “Yeni yılın başında önemli bir maliyet artışı da ücretlerden ve kıdem tazminatlarından gelecek. İhracat gelirimizin yüzde 70’ini oluşturan Euro’daki artış yıllık yüzde 40’ın altında kalmasaydı, bu yükü daha rahat omuzlayabilirdik. Kur ve enflasyon arasındaki makasın kapanması sadece rekabet gücümüze değil, Türkiye’nin toplam ihracat ve ithalat rakamlarına olumlu etki eder. İki yıllık pandemi döneminde yüzde 49, bu yıl da yüzde 13 civarında artan makine ve teçhizat yatırımlarımızın sağladığı üretim gücünün semeresini çokça görebileceğimiz bir dönemdeyiz. TL’nin aşırı değerlenmesinden kaçınılması ve son yıllarda başarıyla uygulanan ihracat bazlı büyüme politikalarımızda ısrarlı olunması gerektiğine inanıyoruz. Burada yaşanacak iyileşmeyi, yurt içinde tutabilmek için büyük gayret sarf ettiğimiz nitelikli çalışanlarımızın koşullarına da yansıtabilmeyi istiyoruz.” açıklamalarında bulundu. ‘’EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ, RAKİPLERİMİZİN KRİZ YÖNETMEDEKİ DENEYİMSİZLİĞİ’’ Yeni yıl beklentilerini karamsarlık oluşturmak değil, hareket edecekleri zemini tanımak ve tanımlamak üzere paylaştıklarını belirten Karavelioğlu sektörün ihracattaki yol haritasını şu şekilde tarif etti: “AB’nin enflasyonla mücadelesinde, enerji ve gaz fiyatları belirleyici olacaktır ancak Almanya’da uygulanan enerji maliyetlerini baskılama ve finans destek politikası, muhtemelen diğerlerine de örnek olacaktır. AB’nin Çin’le ticari sorunlarının devam ettiği böyle bir dönemde, birlik üyesi ülkelerin alacağı önlemler bölgedeki talebin korunmasını sağlarsa siparişlerimizde eksilme olmayacaktır. Bunun yanında; savaş koşullarında dahi hemen her ay 100 milyon dolar tutarında makine satmayı başardığımız ve ihracatımızı bu yıl bir buçuk katına çıkardığımız Rusya’da da giderek daha fazla müşteriye ulaşıyoruz. Bizim en büyük avantajımız, rakiplerimizin kriz yönetmedeki deneyimsizliği ile böyle dönemlerde edindiğimiz çeviklik ve dayanıklılık olacaktır. Rekabet gücümüz sayesinde her tür olumsuzluğu tersine çevirerek, 2023’ü de olumlu sonuçlarla kapatacağız” dedi. ‘’2023’TEN İTİBAREN TALEPLER DAHA FAZLA ARTACAK.’’ Türk makine sektörünün farklı alt sektörlerde uzmanlaşarak sağladığı ürün çeşitliliği olduğunu işaret eden Karavelioğlu şunları söyledi: “AB ülkelerinin alacakları önlemlerin talebe olumlu yansımadığı bir senaryoda dahi, ekonomik yavaşlamanın tüm sektörlere etkisi aynı şiddette olmaz ve üretimde kritik malların siparişi durmaz. Tedarik zincirlerinde artan payımız ve ürün gruplarındaki çeşitliliğimiz, talepteki olası iniş çıkışlara karşı genel performansımızı mutlaka bir dengeye oturtacaktır. Öte yandan, bu dönemde makine imalatçılarının AB’deki mevzuatlara uyum konusunda çevik davranabilmeleri de çok önemli. Örneğin Alman Tedarikçi Yasası’nın büyük işletmeler için devreye girmesi, yeni zorunluluklar getiriyor ve ihracatçılarımızdan ‘S-Rating’ yani Sürdürülebilirlik Notu’na sahip olmaları bekleniyor. 2023’ten itibaren bu yönde talepler artacaktır. Biz de işletmelerimizi bu dönüşüme hazırlayacak çok önemli adımlar atıyoruz.”
Editör: Eslem Nur KARAMAN